Tarihin en kanlı savaşları, insanlık tarihinde iz bırakan olaylar arasında yer almaktadır. Bu savaşların detaylarını sizler için anlatıyoruz. Savaşın gerçek yüzünü keşfetmek için yazımızı okuyun.

Tarihin en acımasız savaşları, insanlık tarihinin en üzücü olaylarından biridir. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, yıkım ve acı dolu olaylarla dolu bu tarihi olaylar, insanoğlunun ne kadar kırılgan ve güçsüz olduğunu ortaya koyar. Biz de bu yazımızda, tarihte yaşanmış en kanlı savaşların detaylarını anlatarak bu acı olayları hatırlamaya ve gelecekteki nesillere anlatmaya çalışacağız.

Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı, Kore Savaşı ve Gazze İsrail Savaşı gibi tarihin en kanlı savaşları arasında yer almaktadır. Bu savaşlar, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, ülkelerin yok olmasına ve dünya tarihinde büyük bir etki bırakmıştır. Bu savaşların detaylarına inerek, gelecekteki nesillere bu acı olayları hatırlatmak ve önlemek için ders alınmasını sağlamak en önemli amacımızdır.

Bu savaşların acımasızlığı, yıkımı ve insanoğlunun ne kadar kırılgan olduğunu göstermesi, tarihin bize gösterdiği en önemli derslerden biridir. Gelecekteki nesillerin, bu olayları okuyup hatırlaması, tarih dersine verdiği önemi artırarak ülkelerinin geleceği için daha bilinçli hareket etmelerine yardımcı olacaktır.

1. Birinci Dünya Savaşı

Birinci Dünya Savaşı, 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen ve tarihin en büyük savaşlarından biridir. Avrupa'nın büyük güçleri arasında patlak veren savaşta, İngiltere, Fransa ve Rusya gibi Müttefik Devletler, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi Orta Güçlerle karşı karşıya gelmiştir.

Bu savaş, milyonlarca insanın hayatına mal olmuş ve Avrupa'nın siyasi haritasını büyük oranda değiştirmiştir. Savaşın nedenleri arasında emperyalizm, milliyetçilik, askeri yarış ve egemenlik mücadeleleri yer almaktadır.

Müttefik Devletler	Orta Güçler
İngiltere	Almanya
Fransa	Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
Rusya	Osmanlı İmparatorluğu

Birinci Dünya Savaşı'nda, yaşanan büyük çatışmalar, ağır kayıplar ve korkunç savaş taktikleri, sivil halkı da etkiledi. Özellikle Avrupa'da büyük bir yıkım meydana geldi ve savaş sonrası toplumlar üzerinde derin bir etki bıraktı.

• Yaklaşık olarak 8.5 milyon asker öldü, 21 milyon asker de yaralandı.
• Sivil kayıplar tahminen 13 milyon kişiydi.
• Savaşın sonunda, birçok devletin toprakları büyük ölçüde değişti ve yeni uluslararası yapılar oluştu.

Birinci Dünya Savaşı, modern dünya tarihi açısından oldukça önemli bir noktadır. Savaşın sonucunda, savaşın başlama nedenleri ve sonuçlarını anlamak için birçok araştırmacı ve tarihçi tarafından incelenmiştir. Bu savaşı ve diğer savaşları anlamak, tarihimizin önemli bir parçasıdır.

2. İkinci Dünya Savaşı

İkinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin en büyük ve en yıkıcı savaşıdır. 1939-1945 yılları arasında süren savaşta dünya genelinde milyonlarca insan öldü, büyük acılar yaşandı ve dünya haritasi değişti. Savaşın sebepleri ise oldukça karmaşıktır. Bunlardan biri, birinci dünya savaşının sonucunda Almanya'nın kaybettiği toprakları ve prestijini geri kazanmak istemesiydi. Hitler'in avuçlarında kavrulmuş Üçüncü Reich'i dünyaya kabul ettirme arzusu ve Yahudi düşmanlığı ise diğer nedenlerdi.

2 Eylül 1939 tarihinde II. Dünya Savaşı başladı. Nazi Almanyası, Polonya'yı işgal etti ve bu hareket, İngiltere ve Fransa'nın savaş ilanına neden oldu. Ardından, Almanya Fransa'yı işgal etti ve savaş, tüm dünyaya yayıldı. Amerika Birleşik Devletleri de savaşa katılmaya karar verdi ve Japonya tarafından gerçekleştirilen Pearl Harbor saldırısının ardından savaşa dahil oldu.

Savaş sırasında, birçok ülke taraf değiştirdi ve askeri taktikler geliştirildi. Nazi Almanyası, cephe hattının doğusundaki yaşlı, çocuklu veya kadın olan nüfusun ve Yahudilerin toplama kamplarına gönderildiği sistematik bir soykırım gerçekleştirdi. Savaşın sonunda, milyonlarca insan ölmüş, dünya çapında büyük bir yıkım yaşanmıştı ve Almanya, savaşın kaybeden tarafı olmuştu.

• Hitler'in saldırgan politikaları savaşın ana sebeplerindendi.
• Birinci dünya savaşı sonrası Almanya'nın kaybettiği toprakları ve prestijini geri kazanmak istemesi de savaşın nedenleri arasında yer alıyordu.
• Yahudi düşmanlığı ise savaşın en büyük insanlık suçları arasında yer alan soykırımın nedeniydi.

Savaşın sonunda, kurulan Birleşmiş Milletler örgütü, benzer trajedilerin tekrar yaşanmaması için ulusların barışçıl bir biçimde bir arada yaşamasını teşvik etmek amacıyla kurulmuştur. II. Dünya Savaşı'nın etkileri hala devam etmektedir ve tarihin en büyük acılarından biri olarak insanlık tarihinde yerini almıştır.

2.1. Hitler'in İstilası ve Soykırım

20. yüzyılın en korkunç olaylarından biri olan İkinci Dünya Savaşı, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Savaşın en karanlık bölümlerinden biri, Almanya'nın Nazi rejiminin lideri Adolf Hitler'in Yahudilere ve diğer küçük gruplara karşı yürüttüğü soykırım oldu.

Hitler'in savaşta Yahudilere ve diğer gruplara karşı gerçekleştirdiği insanlık dışı işkence ve öldürme faaliyetleri, tarihin en acımasız ve şoke edici olaylarından biri olarak kabul ediliyor. Toplama kamplarında, işkence merkezlerinde ve diğer yerlerde gerçekleştirilen bu insanlık dışı işlemler, dünya tarihine kara bir leke olarak geçti.

Hitler'in üstün ulus inancına dayalı ideolojisi, Avrupalı Yahudileri hedef almasına neden oldu. 1933'te iktidara geldiğinde, Almanya'nın Yahudi nüfusu yaklaşık 500.000'di. Ancak, sıkı kısıtlamalar ve diğer baskılar nedeniyle binlerce Yahudi ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Daha sonra, 1941'de Alman ordusu Sovyetler Birliği'ne saldırdığında, Almanların Sovyet topraklarını işgal etmesiyle Yahudilere yönelik toplu katliamlar son hızla sürdü. Almanya, II. Dünya Savaşı sırasında 6 milyon Yahudi ve diğer grupları öldüren Holokost'u gerçekleştirdi.

İnsanlık adına yaşanan bu karanlık olaylar, günümüze kadar etkisini sürdürmekte ve soykırımın unutulmaması için pek çok çaba gösterilmektedir. Tarihin en acımasız savaşlarından biri olan İkinci Dünya Savaşı, insanlığın bir daha karşılaşmaması için bir ders niteliğindedir.

2.1.1. Auschwitz ve Diğer Kamplar

Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirdiği soykırımlar, tarihin en acımasız olaylarından biridir. Bu soykırımların en büyük örneklerinden biri, Auschwitz ve diğer toplama kamplarıdır. Auschwitz, Nazi Almanyası'nın Polonya'da inşa ettiği en büyük toplama kampıdır. Birçok insanın ölümüne neden olan Auschwitz, 1 milyondan fazla insanın öldürüldüğü bir kamp haline geldi.

Auschwitz'deki mahkumlar, açlık, işkence ve tıbbi deneylerle karşı karşıya kaldılar. Diğer toplama kamplarındaki koşullar da Auschwitz'e benzemekteydi. Kampta bulunan mahkumlar, insanlar gözlerinin önünde öldürüldü. Çoğu insan gaz odalarında öldürüldü ya da kurşuna dizildi. Ayrıca, Auschwitz'de öldürülen insanların büyük bir kısmı, çoğunlukla Yahudilerdi.

Auschwitz gibi diğer kamplar, insanların üzücü kaderleriyle doludur. Bu kamplar, çoğu insanın rüyasında bile görmek istemeyeceği yerlerdir. Kampların inanılmaz acımasızlığı, insanlık için bir hatırlatma olarak kalmalıdır.

Kamp Adı	Yeri	Ölü sayısı
Auschwitz	Polonya	1.1 milyon
Treblinka	Polonya	900,000
Belzec	Polonya	600,000

Bu kamplarla ilgili farkındalık arttıkça, tarih boyunca insanlığın en karanlık yüzleriyle nasıl yüzleşileceği konusunda daha fazla şey öğreniyoruz. Bu kampların hatırlatılması, önümüzdeki nesillerin olası bir tekrarını önleyebilir ve insanlık için bir umut kaynağı olabilir.

2.1.2. Nürnberg Duruşması

Nürnberg Duruşması, II. Dünya Savaşı'nın bitiminde, milyonlarca insanın ölümüne sebep olan savaşın sorumluları hakkında yargılama yapmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yargılanan kişiler arasında Hitler'in yanı sıra diğer Nazi liderleri ve savaşa destek veren iş dünyası ve subaylar da yer almıştır.

Bazıları Nürnberg Duruşması'nı adil bir yargılama olarak görse de, bazıları ise uluslararası hukukun oluşum sürecindeki ilk aşamalarından biri olarak eleştirmekte ve duruşmanın adaletli olmadığını savunmaktadır.

Birçok kişi, savaşın zaferleriyle dolu tarafından dolayı, yargılanan kişilerin savunmalarının engellendiğini ve sonuç olarak adil bir yargılamanın gerçekleşmediğini düşünmektedir. Ancak, duruşma, modern uluslararası hukukun temelini oluşturmuştur ve insanlık dışı eylemler için sorumluların yargılanmasının önemini vurgulamıştır.

Savaş sonrası dönemde, dünya liderleri, sadece savaşın suçluları için değil, aynı zamanda barış ve insan hakları konularında da uluslararası hukukun oluşmasını hızlandırmak konusunda birbirleriyle işbirliği yapmıştır. Nürnberg Duruşması, bu işbirliği sürecinde yapılan ilk adımlardan biri olarak kabul edilir.

2.2. Hiroşima ve Nagasaki

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya arasındaki savaşın sonlandırılmasına yönelik olarak Roosevelt ve Truman yönetimleri tarafından nükleer silah kullanımı düşünülür. Bu düşük, Japonya'nın teslim olmaması ve daha fazla kayıpların yaşanması nedeniyle gerçekleşmiştir. İlk olarak, ABD'nin 6 Ağustos 1945 tarihinde Hiroşima'ya atom bombası atması planlanır.

Bombanın atılmasını takiben 80.000 insanın ölümü, bir yandan da çok sayıda insanın ciddi yaralanması gerçekleşir. Ancak Japonya, teslim olmaz ve 9 Ağustos 1945 tarihinde Nagasaki'ye bir atom bombası daha düşürülür. Bu durum sonucunda 40.000 kişi hayatını kaybeder.

Hiroşima ve Nagasaki, tarihin en yıkıcı olaylarından biri olan atom bombası kullanımı nedeniyle hatırlanır. Dünya üzerindeki nükleer silahların etkisi hala devam etmektedir ve bu durum, uluslararası toplumun dikkatini çekmektedir. İnsanlık, savaşın ciddiyeti karşısında barışın önemini yeniden hatırlamalı ve daha etkili diplomasi yolları aramalıdır.

3. Vietnam Savaşı

Vietnam Savaşı, 1954-1975 yılları arasında gerçekleşen ve ABD tarihinde önemli bir yere sahip olan bir savaştır. Savaş, Kuzey Vietnam'ın komünist rejimi güneye yaymak istemesi ve ABD'nin buna karşı harekete geçmesi sonucu başlamıştır. Savaş boyunca yüzbinlerce insan öldürülmüş ve ülkenin büyük çapta tahrip edilmesine neden olmuştur.

ABD, savaşta üstünlük sağlamak için büyük çaplı bir askeri müdahale yaptı. Ancak, Vietnam halkının direnişi karşısında askeri kayıplar arttı ve ABD'nin savaşı kazanma ümidi tükendi. Sonunda, ABD askerleri geri çekildi ve Güney Vietnam düştü.

Savaşın sonucunda, Amerikan toplumu derin bir bölünme yaşadı ve ülkenin iç politikaları değişti. ABD'nin savaşa verdiği ekonomik ve insani kaybın yanı sıra, Vietnam Savaşı, Amerikan toplumu üzerinde derin bir etki bıraktı.

• Amerika Birleşik Devletleri'nin Vietnam'a müdahalesi, Vietnam halkının bağımsızlık mücadelesiyle karşı karşıya gelmesine sebep oldu.
• Savaş boyunca, ABD, Vietcong gibi gerilla gruplarına karşı mücadele ederken, Viet Kongu'nun esnekliği ve halkın devrimci tutumu ABD askerlerinin savaşı kaybetmesine neden oldu.
• Vietnam Savaşı, Amerikan toplumunu derin bir bölünme yaşattı, savaş karşıtları ve destekleyenler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.
• ABD, savaşın sonunda çok sayıda askerini kaybetti ve ekonomik açıdan da savaşın maliyeti büyüktü.
• ABD'nin savaşı kaybetmesinin ardından, Güney Vietnam düştü ve ülke toprakları tek bir komünist Vietnam devleti altında birleşti.

3.1. Kim'in İsyanı ve Vietnam Savaşı'nın Başlangıcı

Kim'in isyanı ve Vietnam Savaşı, Vietnam'ın Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleyle başladı. 1945'te Japon işgali sonrası Vietnam, Fransa'nın yeniden kontrolüne girdi. Ancak Vietnam halkı, Fransa'nın sömürgeci politikalarına karşı direnişe başladı.

Bu dönemde, Ho Chi Minh liderliğindeki Viet Minh isimli örgüt, Fransa'ya karşı savaşmaya başladı. Fakat Vietnam'da iç savaş baş gösterdi. 1954'te, Dien Bien Phu Savaşı'nın ardından Vietnam, Cenevre Konferansı'nda ikiye bölündü ve Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam olarak adlandırıldı. Kuzey Vietnam, komünist yönetim altında bir devlet kurdu.

Bu ayrılık, Vietnam'da bir iç savaşın başlamasına sebep oldu. Güney Vietnam, ABD'nin desteğiyle komünist saldırıları püskürtmeye çalıştı. Ancak bu çabalar başarısız oldu ve 1965 yılında ABD, açık bir şekilde savaşa müdahil oldu.

Vietnam halkı ise Amerikan müdahalesine karşı büyük bir direniş gösterdi. Bu sırada, Kuzey Vietnam'da Ho Chi Minh liderliğinde motivasyonu yüksek Vietcong örgütü kuruldu. ABD, bu örgüte karşı etkili bir savunma yapamadığı için Vietnam Savaşı boyunca büyük kayıplar verdi.

3.2. Vietcong ve Tet Ofansifi

Vietnam Savaşı, tarihin en kanlı ve uzun süren savaşlarından biridir. Savaşın en önemli olaylarından biri ise Vietcong'un gerçekleştirdiği Tet Ofansifi'dir. Vietcong, Vietnam'ın ulusal kurtuluş hareketinin önderi olarak Amerikan ordusuna karşı savaşmıştır.

Tet Ofansifi, 1968 yılında gerçekleştirilmiştir. Vietcong, tüm ülkeye yayılan eşzamanlı saldırılar düzenlemiştir. Şehir merkezlerindeki askeri birliklere ve Amerikan büyükelçiliklerine saldırılar düzenlenmiştir. Vietcong, Amerikan ordusuna karşı büyük bir zafer kazanmış ve savaşın seyrini değiştirmişti.

Tet Ofansifi'nin en önemli sonuçlarından biri, Amerikan halkının savaşa ve ordusuna olan güveninin azalmasıydı. Amerikan halkı, savaşın sonu gelmez gibi göründüğüne inanmıştı. Bu olay, Amerika'nın Vietnam Savaşı'ndan geri çekilmesinde etkili olmuştur.

Tet Ofansifi aynı zamanda Amerikan ordusunun savaş taktiklerinde değişiklik yapmasına neden olmuştur. Amerikan ordusu, yerel halkla daha fazla iletişim kurmaya karar vermiştir. Bu, yerel halkın ABD yanlısı olmasını sağlamak ve savaşın kazanılmasına yardımcı olmak amacıyla yapılmıştır.

Sonuç olarak, Tet Ofansifi Vietnam Savaşı'nın seyrini değiştirmiş ve Amerika'nın savaştan geri çekilmesinde etkili olmuştur. Vietcong'un cesur ve kararlı saldırıları, Amerika'nın savaş taktiklerini ve stratejilerini değiştirmesine neden olmuştur. Tet Ofansifi, Vietnam Savaşı'nın en önemli olaylarından biridir ve tarih sayfalarında yerini almıştır.

4. Kore Savaşı

Kore Savaşı, 1950 yılında başlamış ve Yakın Doğu'da yer alan bir diğer savaş olan Gazze İsrail Savaşı gibi, son dönemin en yıkıcı savaşlarından biridir. Savaşın başlangıcında Kuzey Kore, komünist idealler ile yönetilen bir ülke iken, Güney Kore ise ABD destekli bir kapitalist ülkeydi.

Kuzey Kore, birçok kez Güney Kore'ye saldırmayı denemiş ancak bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ancak, 25 Haziran 1950'de Güney Kore'nin başkenti Seul'ü ele geçirme girişimi büyük çapta başarılı olmuştu. Bunun üzerine ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde oybirliği ile Kuzey Kore'ye karşı mücadele kararı aldı ve Güney Kore'ye askeri yardım yapmayı kabul etti.

Savaş başlangıcında, Kuzey Kore askeri güçleri Güney Kore'nin yarısını ele geçirmişti. Ancak, Amerikan birlikleri Güney Kore'ye müdahale ederek savaşın seyrini değiştirdi. Kuzey Kore, Çin ve Sovyetler Birliği'nin desteğiyle savaşa devam etti ancak sonunda uzun süren bir barış görüşmesi sonucu ateşkes sağlandı ve savaş sonuçlandı.

Kore Savaşı, yaklaşık 3 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olan, tarihin en yıkıcı savaşlarından biridir. Ayrıca, bugün bile Kuzey Kore ve Güney Kore arasında ihtilaflar bulunmaktadır ve Kore Yarımadası'nın uzun süredir barış içinde birleşmesi hala bir hayaldir.

4.1. General Douglas MacArthur'un Stratejisi

Amerika Birleşik Devletleri Generali Douglas MacArthur, Kore Savaşı'nın en önemli figürlerinden biridir. MacArthur, askeri deneyimi ve stratejik zekasıyla Kore Savaşı'nda ABD askerlerinin başarılı olmasını sağlamıştır.

MacArthur, savaşın erken dönemlerinde Kuzey Kore birliklerine karşı kararlı bir savunma hattı oluşturmak için stratejik bir plan geliştirdi. Bu plan, ABD birliklerinin Kuzey Kore birliklerini uzun bir cephe boyunca savuşturmasına yardımcı oldu. MacArthur aynı zamanda, savaşta kullanılan yeni teknolojik gelişmeleri takip ederek, tanklar ve topçu ateşi gibi modern savaş teknolojilerini kullanma konusunda da öncü bir rol üstlendi.

Ancak, MacArthur'un savaş stratejisi bazı eleştirilerle de karşılaştı. Bazılarına göre, MacArthur'un Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'ı ele geçirmek için savaşması gerektiğine dair ısrarı, savaşın daha fazla yayılmasına ve Sovyetler Birliği'nin müdahalesine neden oldu. Ayrıca, MacArthur'un, ABD ordusunun Kuzey Kore'nin Çin sınırına doğru ilerlemesine izin vermesi, Çin'in savaşa müdahale etmesine yol açtı.

Sonuç olarak, General MacArthur'un stratejik planları Kore Savaşı'nın seyrinde belirleyici bir rol oynadı. Ancak bazı kararları, eleştirilere ve sonunda görevden alınmasına yol açtı.

4.2. 38. Paralel ve Barış Görüşmeleri

Kore Savaşı'nın sona ermesine yol açan en önemli gelişmelerden biri, 38. paralel olarak bilinen sınırın belirlenmesi ve barış görüşmelerinin yapılması olmuştur. 38. paralel, Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınır olarak belirlenmiş ve taraflar arasında ateşkes antlaşmasının imzalanmasına yol açmıştır.

Barış görüşmelerinin başlaması ise Savaşın 1951'de patlak veren ikinci döneminin ardından gerçekleşmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kore ve Birleşmiş Milletler arasında gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda ateşkes antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma, savaşın durdurulması ve taraflar arasında barışın sağlanması amacı taşımıştır.

Ateşkes antlaşması, 1953 yılında yürürlüğe girmiştir. Antlaşma, 38. paralel üzerindeki sınırın korunması, taraflar arasındaki askerlerin geri çekilmesi ve savaş tutsaklarının serbest bırakılması gibi maddeler içermiştir. Ancak, barış antlaşması imzalanmamıştır ve Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki gerginlik devam etmiştir.

• 38. paralel sınırın belirlenmesi, Kore Savaşı'nın sona ermesine yol açmıştır.
• Ateşkes antlaşması, savaşın durdurulması için Birleşmiş Milletler tarafından sağlanmıştır.
• Barış antlaşması imzalanmamıştır ve Kore Yarımadası, savaş sonrasında da iki bölge olarak kalmıştır.

5. Gazze İsrail Savaşı

Gazze İsrail Savaşı, Filistinli militanlar arasındaki çatışmaların sonucunda gerçekleşen ve masum insanların hayatını kaybetmesine sebep olan bir savaştır.

Savaş, 2005'te İsrail'in Gazze Şeridi'nden geri çekilmesinden sonra başlayan gerilimle birlikte 2008'de patlak verdi. İsrail, militanların Gazze’den İsrail'in topraklarına yönelik roket saldırılarına yanıt olarak, Gazze Şeridi'ne hava, deniz ve kara saldırıları başlattı.

Savaşın sonucu, 1.400'den fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine ve yüzbinlerce kişinin evlerini kaybetmesine neden oldu. İsrail'e gelince, savaşta yaklaşık 10 asker ve 3 sivil hayatını kaybetti.

Uluslararası toplum, Gazze İsrail Savaşı'na ciddi tepkiler gösterdi. Birçok ülke, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınadı ve her iki tarafın da ateşkesi kabul etmesini istedi. Ancak, iki taraf arasındaki çatışmalar devam etti.

5.1. Hamas ve İsrail Arasındaki Çatışma

Gazze İsrail Savaşı, Filistinli militanların İsrail'e karşı başlattığı saldırılar nedeniyle gerçekleşmiştir. Hamas, Filistinli bir örgütüdür ve Gazze Şeridi'nde kontrolü ele almıştır. 2005 yılında İsrail'in buradan çekilmesinden sonra Hamas, yasadışı olarak silahlanarak İsrail'e karşı saldırılar başlatmıştır.

Hamas, İsrail'in varlığını tanımamaktadır ve İsrail'in Filistinli topraklarda bulunmasını işgal olarak görür. Bu nedenle Hamas, İsrail'e karşı kimi zaman intihar saldırıları, kimi zaman da roketlerle saldırılar gerçekleştirmektedir.

İsrail ise Hamas'ın saldırılarına karşılık vermektedir. Bu karşılık bazen çatışmalar şeklinde gerçekleşirken bazen de hava saldırıları ile yapılmaktadır. İsrail, Hamas'ın doğrudan hedef aldığı yerlere karşı karşılık vermenin yanı sıra, Hamas'ın roketler fırlattığı bölgelere de misilleme yapmaktadır.

Son yıllarda, savaşın yoğunluğu artmış ve bu durum hem İsrail hem de Gazze'de birçok sivilin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Uluslararası toplum, şiddetin son bulması ve barışın sağlanması için çalışmalar yapmaktadır.

Hamas	İsrail
- İsrail'in Filistinli topraklarda bulunmasını işgal olarak görüyor.	- Hamas'ın saldırılarına karşılık veriyor.
- İsrail'in varlığını tanımıyor.	- Doğrudan hedef aldığı yerlere karşı karşılık veriyor.
- Roket saldırıları ve intihar saldırıları gözlemleniyor.	- Roket saldırılarına karşı hava saldırıları ya da karşılık veriyor.

5.2. Uluslararası Toplumun Tepkisi

Gazze İsrail Savaşı, sadece İsrail ve Filistin arasında gerçekleşen bir savaş olmaktan çıktı ve tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Savaşın gerçekleştiği dönemde uluslararası toplum yoğun bir şekilde tepki gösteriyor ve birçok ülke, İsrail'i sert bir şekilde kınayan açıklamalar yapıyordu.

Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen birçok insani yardım projesine rağmen, sivil halkın acılarının önüne geçilememişti. Bu sebeple, savaşın uluslararası alanda olumsuz sonuçları olmuştur. Her ne kadar bazı ülkeler İsrail'i desteklemiş olsa da, birçok ülke İsrail'in eylemlerine karşı çıktı.

Avrupa Birliği, Filistin ve İsrail'in yanı sıra İsrail'in desteklediği Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı da tepkisini gösterdi. Türkiye de savaşın sona ermesi için diplomatik olarak birçok girişimde bulundu ve ciddi tepkilerini belirtti.

Ayrıca, uluslararası sivil toplum kuruluşları, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği askeri operasyonları kınayan açıklamalar yaptılar. İnsan hakları örgütleri, özellikle Filistinli sivil halkın acılarını hafifletmek için yardım faaliyetleri yürüttüler.

Sonuç olarak, Gazze İsrail Savaşı dünya genelinde büyük bir yankı uyandırdı ve uluslararası alanda ciddi tepkilere sebep oldu. Ancak, bu tepkiler, savaşın sona ermesi ve barışın tesis edilmesi için yeterli olamadı.