Osmanlı İmparatorluğu'nun Askeri Güçleri: Osmanlı Ordusu ve Savaş Taktikleri hakkında tüm detayları keşfedin. Savaş sanatı ve taktikleri üzerine uzmanlaşmış Osmanlı ordusu, tarihin derinliklerindeki büyük zaferlerinden bahsetmektedir. Bu makale, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri güçlerinin güçlü yanlarını ve savaşta izlediği stratejileri anlatmaktadır. Siz de Osmanlı İmparatorluğu tarihini, ordularının tarihini ve askeri güçlerini keşfetmek isteyenlerdenseniz, bu yazı tam size göre!
Osmanlı İmparatorluğu, tarih boyunca askeri gücüyle ün salmış bir devletti. Osmanlı ordusu, hırslı liderlerinin sayesinde birçok başarılı savaşa imza atmış ve ciddi bir askeri güç haline gelmiştir. Ancak, bu güçlü ordunun arkasında deneyimli bir askeri yapı ve savaş taktikleri de yatmaktadır.
Osmanlı ordusu, ilk olarak sadece birkaç bin kişiden oluşuyordu. Ancak, zamanla düzenli bir yapıya kavuştu ve sayıları hızla arttı. İlk önceleri, askerler tamamen gönüllülerden oluşuyordu. Ancak daha sonra, devletin resmi bir askeri yapılanması ve eğitim sistemi oluşturuldu. Bu yapı sayesinde, ordunun disiplini arttı ve askerlerin savaşta daha verimli olmaları sağlandı.
Osmanlı ordusunun yapısı, farklı rütbelerden ve birimlerden oluşmaktaydı. Birimler arasındaki işbirliği, Osmanlı ordusunu diğer ordulardan ayıran en önemli özelliklerden biriydi. Jannisary sistemi, Osmanlı ordusunun en ünlü birimlerinden biriydi. Bu birim, en iyi askerlerin seçilmesi ve ciddi bir eğitimden geçirilmesiyle oluşturuluyordu.
- Jannisary Olmak: Eğitim ve Kaçınılmazlıklar
- Jannisary Savaş Taktikleri
Bunun yanı sıra, Osmanlı ordusunda topçular, hafif süvari birimleri ve ağır süvari birimleri gibi diğer önemli birimler de vardı. Bu birimler, savaş taktikleri açısından ayrı bir öneme sahipti.
Osmanlı ordusu, tarih boyunca savaş taktikleri açısından birçok değişikliğe uğradı. Cebe taktiği gibi yeni taktiklerin ortaya çıkması, Osmanlı ordusunun başarısında önemli bir role sahipti. Topların kullanımı da, Osmanlı ordusunun savaş taktiklerinde köklü değişikliklere neden oldu. Ancak, her zaman en etkili savaş taktiği, düzenli birliklerin uyumlu bir şekilde çalışmasıydı.
Savaşta kadınların rolü de dikkat çekicidir. Osmanlı ordusundaki kadınlar, hem asker olarak hem de savaş alanında farklı rollerde yer almışlardır. Ancak, kadın askerlerin varlığı sınırlı olduğundan, savaş alanındaki diğer rolleri daha önemliydi.
Osmanlı Ordusunun Kökenleri
Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücünün temeli, tarih boyunca askeri güçlerini nasıl yapılandırdıkları ve geliştirdikleri ile ilgilidir. Osmanlı ordusunun kökenleri, Orta Asya'dan gelen Türk boylarından gelir. 13. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan önce, Türk boyları savaş sanatına olan tutkuları ve üstün savaş becerileri ile bilinirlerdi. Bu nedenle, Osmanlı ordusu kurulurken bu geleneksel askeri güçten yararlandı.
Osmanlı Ordusu ilerleyen yüzyıllarda, daha organize ve disiplinli bir yapıya kavuştu. Büyük Türk ve İslam İmparatorluklarından alınan örnekler ve tecrübeler, Osmanlı ordusunun kurulmasına yardımcı oldu. Osmanlı ordusu, farklı dönemlerde süvari, piyade ve topçu birimlerinden oluşan ve askerlerin rütbelerine göre organize edilen hiyerarşik bir yapıya sahipti.
Ayrıca Osmanlı ordusunda, teknolojik gelişmeler ve değişen savaş taktiklerine göre sürekli yeniliklere gidildi. Nizam-ı Cedid adı verilen bir yenilik dönemi, 18. yüzyılın sonlarında başladı ve Osmanlı ordusuna askeri taktikler, ekipman ve silahlar açısından modern bir yapı kazandırdı. Bu reform hareketi ile Osmanlı ordusu, batılı ordulara karşı daha dirençli hale geldi ve savaş alanlarında başarılı sonuçlar elde etti.
- Osmanlı ordusu, ilk zamanlarında daha çok Türkmen beylikleri gibi basit bir yapıya sahipti.
- Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinde savaş taktikleri, genellikle atlı okçuluk ve piyade saldırılarına dayanıyordu.
- Daha sonraları, Osmanlı ordusu Avrupa ordularından da etkilenerek, modernize edilme sürecine girdi.
Genel olarak Osmanlı ordularının kuruluşu ve gelişimi, sadece askeri bir güç değil, aynı zamanda kültürel bir süreçti. Osmanlı'nın savaş stratejileri, ordunun yapılanması, savaş ekipmanı, silahları ve taktikleri, Orta Asya ve Türk geleneğinden kaynaklanan etkilerinin yanı sıra, Avrupa ve diğer İslam ülkelerinden etkilendiği görülmektedir.
Osmanlı Ordusunun Yapısı
Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü, yüzyıllar boyunca gelişerek devam etti. Osmanlı Ordusu'nun başarısı, askeri rütbeleri ve farklı birimlerinin etkili çalışması ve uyumuyla elde edildi. Osmanlı Ordusu, kendi içinde farklı birimlere ayrılırdı ve her birim kendi özel görevleriyle donatılmıştı.
Osmanlı Ordusu'ndaki en üst rütbe, Padişahsıydı. Padişahın hemen altındaki rütbe, Sadrazamdı. Sadrazam, Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü adamı olarak kabul edilirdi ve ordunun hemen hemen tüm operasyonlarından sorumluydu.
Osmanlı Ordusu, padişah, sadrazam, vezirler, paşalar, beyler, beylerbeyleri, valiler, ağalar, toprağın sahipleri ve birçok alt seviyede askeri rütbelere sahipti. Bu rütbelerin her biri farklı birimlerin yönetiminde görev alırdı.
Buna ek olarak, Osmanlı Ordusu, farklı amaçlarla birçok birime sahipti. Bunlar arasında topçular, mühendisler, atlılar, süvariler, piyadeler, cebeciler ve Jannisaries gibi birimler vardı. Her birim kendi özel görevleriyle donatılmıştı ve farklı savaş taktikleri için birlikte çalışırlardı.
Osmanlı Ordusu'nun yapısındaki en önemli birimlerinden biri, Jannisary sistemi olarak bilinen birimlerdi. Bu birimlerin askerleri, erken yaşta seçilir ve özel bir eğitim almaya tabi tutulurdu. Jannisaries, Osmanlı İmparatorluğu'nun en ünlü ve etkili birimlerinden biriydi.
Genel olarak, Osmanlı Ordusu'nun yapısı ve askeri rütbeleri, ülkenin gücüne katkıda bulunmuş ve Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihte önemli bir yere sahip olmasında büyük rol oynamıştır.
Jannisary Sistemi
Osmanlı ordusunun en ünlü birimlerinden biri olan Jannisaries, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücünün temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Bu birlik, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri yapısında bir dönüm noktası olarak kabul edildi. Jannisaries, ilk olarak Orhan Gazi döneminde 14. yüzyılın başlarında kuruldu.
Jannisaries, Osmanlı ordusundaki en önemli birimlerden biriydi ve özel olarak seçilmiş askerlerden oluşuyordu. Bu seçkin birlikteki askerler, genellikle Hristiyan çocuklarının seçilmesi ve İslam'a geçirilmesi yoluyla yetiştiriliyordu. Jannisaries, sadece askeri bir birlik değildi; aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi sistemine de entegre edilmişti.
Jannisary sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli savaşlarında da görev almıştı. Özellikle Mohaç Savaşı gibi savaşlarda Jannisaries'in rolü büyük oldu. Bu savaşta Osmanlı ordusu, Macaristan Krallığı'nın ordusuyla karşı karşıya geldi. Jannisaries, ateşli silahlar kullanarak Macar ordusunu yendi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun zaferi için kritik bir rol oynadı.
Jannisaries'in bir diğer özelliği de, Osmanlı İmparatorluğu'nun savunma sistemine de katkıda bulunmasıydı. Bu birlik, İstanbul'un savunması gibi çok sayıda savunma savaşında da görev aldı.
Jannisary sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde oldukça önemli bir yere sahipti. Bu sistem, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünün bir sembolü olarak kabul edilir ve Osmanlı ordusunun tarih boyunca nasıl geliştiğinin bir kanıtıdır.
Jannisary Olmak: Eğitim ve Kaçınılmazlıklar
Osmanlı ordusunun en ünlü birimlerinden biri olan Jannisaries, askeri hayatta oldukça önemli bir rol oynadılar. Bununla birlikte, Jannisary olmanın getirdiği zorluklar ve sıkı koşullar da vardı.
Jannisary sistemi, genç erkek çocuklarının ailelerinden alınıp eğitim görmeleriyle başlar. Çocuklar, 5-6 yaşlarından itibaren Osmanlı'nın en iyi eğitimcileri tarafından eğitilmeye başlanır. Eğitim süreci oldukça katı ve disiplinlidir, yemekler ve uyku saatleri dahil olmak üzere birçok kurala uymak zorundadırlar. Bu eğitimleri tamamlamaları, Jannisary olarak yetiştirilmeleri anlamına gelir.
Jannisary olmak, aynı zamanda sert bir tercih yapmak anlamına gelir. Çocuklar ailelerinden koparılarak sıkı bir disiplin altında yaşamak zorunda kalırlar. Bununla birlikte, aileleri de özgürdür ve onları düzenli olarak ziyaret edebilirler.
Jannisaryler, Osmanlı ordusunun en önde gelen askerleri oldukları için, bazı konularda ayrıcalıklı olurlar. Örneğin, Jannisarylerin kendilerine ait bir ayrıcalıklı rütbesi ve düzenli bir maaşı vardır. Bu, onların sadece savaş alanında değil, aynı zamanda ekonomik olarak da bağımsızlıklarını korumalarına olanak sağlar.
Birçok insan için Jannisary olmak zorunlu bir seçenek olmasa da, genellikle ailesi tarafından tercih edildiğini belirtmek isteriz. Bu, o dönemdeki sosyal koşulların bir sonucuydu ve birçok aile için Jansissary sisteminin sunduğu avantajlar oldukça çekiciydi.
Jannisary Savaş Taktikleri
Osmanlı ordusu, Janissaries adlı birimleri sayesinde dünya çapında ün kazanmıştır. Janissaries, genellikle mahkumlar, köleler veya savaş esirleri arasından seçilmiş askerlerden oluşuyordu. Eğitimleri sırasında, bu askerler disiplinli, cesur ve ölüme meydan okuyan savaşçılar olarak yetiştirilirdi. Bu sebeple, Osmanlı ordusunun en etkili savaş birimlerinden biri olan Janissaries, birçok başarılı savaşa imza atmıştır.
Janissaries, savaşlarda genellikle ilk hatları oluştururdu. Genellikle Mızraklı Adam ve Okçu gibi farklı askeri birimlerle birlikte kullanılırlardı. Asıl görevleri, düşman hatlarını kırarak yol açmak ve ordunun arkasındaki birimleri korumaktı. Bu görevi yerine getirirken, Janissaries'in kullandığı taktikler oldukça yenilikçi ve etkiliydi.
Janissaries, savaş sırasında üç farklı saldırı taktiği kullanırdı. İlk taktikleri, musket saldırısı was. Bu taktik, düzenli bir ateş hattı oluşturmalarını sağlıyordu. Toplu olarak ateş etmeleri, düşman hatlarındaki askerleri delik deşik ediyordu. İkinci taktikleri, süngü saldırısıydı. Süngülerini kullandıktan sonra, düşmanın savunma hatlarını yarmak için taarruz ederlerdi. Üçüncüsü, okçu saldırısıydı. Bu taktik, Janissaries'in düşmanın arkasına sızmasına yardımcı oldu.
Bu taktiklerin kullanımı, Osmanlı ordusunun birçok savaşta zafer kazanmasına yardımcı oldu. Kendi kurallarına göre savaşan Osmanlı, dünyanın önde gelen ordularından biri haline geldi. Janissaries'in taktikleri, savaş tarihinde bir devrimdi ve günümüzde bile yeri hafızalardan silinmemiştir.
Diğer Birimler
Osmanlı ordusunda Jannisary birimleri dışında da birçok farklı birim yer almaktaydı. Bu birimlerin rolleri ve savaş alanındaki katkıları oldukça büyük önem taşımaktaydı.
Tımarlı Sipahiler, Osmanlı ordusunun en güçlü süvari birimleri arasında yer almaktaydı. Savaş alanında recmi ve ileri atılımları ile tanınırlardı. Ayrıca Tımarlı Sipahiler, Osmanlı topraklarının savunması için de önemli bir role sahipti.
Topçu birimleri de Osmanlı ordusunun önemli parçalarından biriydi. Topların savaş alanındaki kullanımı, Osmanlı ordusunun diğer güçlü orduları yok etme açısından avantaj sağlamasına yardımcı olmuştur. Topçu birimleri, diğer birimleri korumak ve savaş sırasında açılan gedikleri kapatmak için de kullanılırdı.
Ayrıca, Akıncılar adı verilen hafif süvari birimleri Osmanlı ordusunda yer alırdı. Bu birimlerin ana rolü casusluk, keşif görevleri, düşman toplarının yok edilmesine yardımcı olmak ve düşman ordusunu hafifletmekti.
Osmanlı ordusunun diğer önemli birimleri arasında Yeniçeriler, Sipahi, Kapıkulu, Cebeliler ve Azaplar bulunuyordu. Her biri farklı bir görevi yerine getirirlerdi.
Savaşta diğer birimlerin rolü, Jannisary birimleri kadar belirleyiciydi. Özellikle Tımarlı Sipahiler ve Topçu birimleri Osmanlı ordusunun güçlü yönlerinden biriydi. Osmanlı ordusunun diğer birimlerinin bir araya gelerek sağladıkları koordinasyon da savaş alanında avantaj sağlamıştır.
Savaş Taktikleri Evrimi
Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş taktikleri tarihi oldukça eski dönemlere dayanmaktadır. İmparatorluk, tarih boyunca çeşitli coğrafyalarda egemenlik kurduğundan, savaş taktikleri de bu coğrafyalara göre farklı şekillerde evrildi. İlk dönemlerde Osmanlı ordusu, daha çok piyade ağırlıklı bir yapıdaydı. Ordu, savaş cephelerinde yer alan yenilikçi süvari topluluklarına karşı soba tüpleri, zırh delici oklar, çığır açıcı top teknolojisi ve yeni taktikler gibi farklı stratejilerle mücadele ediyordu.
Osmanlı ordusunun savaş taktiklerindeki değişim ve dönüşüm, özellikle 16. yüzyılın başlarından itibaren hız kazandı. İmparatorluk, günümüzde Avrupa olarak adlandırılan bölgenin taklit edilemez teknolojik yenilikleriyle karşı karşıya kaldı. Osmanlı ordusu, Avrupa ordularının süvari, piyade ve top teknolojilerine cevap verebilmek için farklı stratejiler geliştirmeye başladı. Bu dönemde Osmanlı ordusunun savaş taktiklerindeki en önemli değişim, süvari yerine piyadenin daha fazla kullanılması oldu. Bu sayede sahip olunan top teknolojisi daha etkili bir şekilde kullanılabildi.
Diğer bir savaş taktiği de Cebe Taktiği olarak bilinir. Osmanlı ordusu, bu taktik sayesinde egemenliğini genişletmiştir. Bu taktiğin temelinde, piyade kuvvetlerinin düşman süvarisinin arasına sızması ve onları etkisiz hale getirmesi yer alır. Bu sayede düşman piyadelere yönelik ağır silahlar kullanılamaz hale gelir ve onlar da etkisizleştirilir. Bu taktik, Osmanlı ordusunun savaşlarda üstünlük sağlamasına yardımcı oldu.
Sonuç olarak, Osmanlı ordusunun savaş taktikleri, tarih boyunca değişerek gelişti. Yeni teknolojiler karşısında kendini sürekli olarak güncelleyen ordunun en önemli savaş taktikleri arasında piyadenin kullanımı, top teknolojisi ve Cebe Taktiği yer alıyor. Bu taktikler, Osmanlı İmparatorluğu'nun dünya tarihindeki yerini ve önemini yansıtmaktadır.
Osmanlı Ordusunda Topların Kullanımı
Osmanlı Ordusu, tarih boyunca savaşlarda teknolojinin gücünden yararlanmış ve top teknolojisi de bundan biriydi. Toplar, Osmanlı ordusunun savaşlarını etkileyecek önemli bir unsurdur. Bu teknolojinin kullanımı Osmanlı savaş taktikleri üzerinde ciddi bir etkiye sahip oldu. Toplar, düşman kuvvetlerine uykusuz geceler yaşattı ve savunma sistemlerinde açıklar yarattı.
Top teknolojisi, Osmanlı'nın 1683 yılındaki Viyana kuşatması sırasında büyük bir yenilgi yaşamasına neden oldu. Avrupa'nın batısındaki diğer ülkeler arasında yapılan savaşlarda top teknolojisi çoktan benimsenmişti. Ancak Osmanlı Ordusu top teknolojisine ayak uyduramadı ve açık alanda savaşmak zorunda kaldı. Bu durum, Osmanlıların yenilmesine neden oldu. Bu yenilgi aynı zamanda Batı Avrupa'nın Osmanlı İmparatorluğu'na karşı üstünlük sağlamasını sağladı.
Bununla birlikte, Osmanlı Ordusu sonraki dönemlerde top teknolojisine ayak uydurdu ve bu teknolojiyi başarıyla kullandı. Topçu sınıfı, Osmanlı Ordusu'nun önemli bir birimi haline geldi. Top teknolojisi, Osmanlı Ordusu'nun gücüne güç kattı ve savaş taktiklerinde önemli bir rol oynadı. Toplar, Osmanlı Ordusu'nun başarılı olmasını sağlayan önemli bir unsurdur.
Cebe Taktiği
Cebe Taktiği, Osmanlı ordusunun kullandığı bir savaş taktiği olarak bilinir. Bu taktikte, ordunun küçük bir kısmı düşmanın arkasında gizlenir ve düşman ile savaşan diğer birimlerin arkasından girişimlerde bulunur. Cebe Taktiği, Osmanlı ordusunun en etkili taktiklerinden biridir ve birçok savaşta zafer kazanmalarını sağlamıştır.
Özellikle 16. yüzyılda, Osmanlı ordusu sık sık Avrupa'ya seferler düzenlemekteydi. Cebe Taktiği de bu seferlerde en sık kullanılan taktiklerden biriydi. Bu taktiğin kullanımı, Osmanlı ordusunun sayıca üstün olmadığı savaşlarda bile üstünlük sağlamasına yardımcı oldu.
Cebe Taktiği, birçok farklı şekilde uygulanabilir. Ordunun küçük bir kısmı düşmanın arkasına geçerek saldırılar gerçekleştirebilir veya düşmanın tedarik hatlarını kesmek için çeşitli sabotajlar gerçekleştirebilirler. Böylece mücadele, Monoton bir askeri saldırı olmaktan çok daha zahmetli bir hale gelir.
Bu taktikle kazanılan zaferlerden biri, 1571 yılında gerçekleşen İnebahtı Savaşı'dır. Osmanlı ordusunun tarihin en büyük deniz muharebelerinden birinde, Avrupa koalisyon güçleri ile karşılaşması bekleniyordu. Ancak Osmanlı cebe taktiği uygulayarak düşmanın beklenmedik bir saldırı ile karşılaşmasını sağladı. Avrupa koalisyon güçlerinin şaşkınlığı sayesinde, Osmanlı ordusu önemli bir zafer kazandı.
Cebe Taktiği, savaş tarihinde genellikle göz ardı edilir. Ancak Osmanlı ordusunun bu taktiği kullanarak kazandığı zaferler, taktiğin etkili olduğunu göstermektedir. Cebe Taktiği, kahramanlık hikayelerine konu olacak kadar önemlidir ve bugün bile birçok askeri stratejide kullanılmaktadır.
Savaşta Kadınların Rolü
Osmanlı İmparatorluğu, erkeklerin savaşta mücadele ettiği bir dönemde, kadınların da önemli bir rol oynadığı savaşlarda yer almıştır. Kadınlar, askeri tıbbi hizmetleri, lojistik destekler, hatta bazı durumlarda savaş alanında da yer almışlardır.
Birçok Osmanlı kadını, askeri tıbbi hizmetlerde çalışıyordu. Savaşlarda yaralı askerleri tedavi etmek, hastanelerde çalışmak, ilaç hazırlamak, yaralı askerlerin nakledilmesi gibi birçok görevi yerine getiriyorlardı. Bunun yanı sıra, bazı kadınlar Osmanlı ordusu için kumaş, gözlük, diş dolgusu ve benzeri malzemelerin üretiminde çalıştılar.
Bazı kaynaklarda, bazı kadınların Osmanlı ordusu için savaştığına dair kanıtlara da rastlanmaktadır. Birçok kadın, eşleriyle savaşa katılmak istiyorlardı ve bazı durumlarda, erkek askerlerin yerine savaştılar.
Tarih boyunca savaş, özellikle kadınlar için zorlu bir dönemdi. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınlar savaşın ayrılmaz bir parçası haline geldiler ve savaşın farklı alanlarında önemli roller üstlendiler. Kadınların bu rolleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun başarısında önemli bir faktördü.
Kadın Askerler
Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınların askeri hizmetleri değişik kesimler tarafından farklı şekillerde ele alınır. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde cephede askerlik yapmış kadınların sayısı oldukça azdı. Ancak, çeşitli nedenlerden dolayı Osmanlı ordusunda kadın askerler de görev almıştır. Bunlar savaşlarda yaralıları taşımak, cephede çay, yemek vb. hizmetlerde bulunmak gibi karargah hizmetlerinde ya da sağlık hizmetlerinde yer almaktadır.
Bunların yanı sıra, özellikle Osmanlı'nın son döneminde, Balkan Savaşları döneminde ve Birinci Dünya Savaşı'nda savaşlara katılan kadınlar da olmuştur. Bu kadınlar arasında en ünlüleri Kara Fatma, Nene Hatun ve Şerife Bacıdır. Bu kadınlar, düşman kuvvetlerine karşı cephede savaşırken yiğitlikleriyle tanınmışlardır.
Kadın askerlerin savaş koşullarına uyum sağlamaları oldukça zordu. Cephede ne kadar sağlam koşullar olsa da, ordunun sahip olduğu teknolojik imkanlardan, üniformaların kalitesinden, yeterli sayıda silaha vb. sahip değillerdi. Özellikle de sağlık hizmetlerinde yer alan kadınların belirgin koşulları, yaralı veya hastaların daha iyi koşullarda tedavi edilmesini sağlamaktı.
Osmanlı ordusunda kadın askerlerin azlığı ve rolü, Osmanlı ordusunun tarih boyunca savaş taktikleri, askeri yapılanma ve teknoloji gelişimi gibi birçok faktörden sadece biridir. Ancak, kadınların savaşta ve savunmada rol alması, Osmanlı toplumunda kadının toplumsal ve siyasal alanda yer bulmasına aydınlatıcı bir etkiye sahipti.
Savaşta Kadınların Diğer Roller
Osmanlı ordusu, kadınların savaşa katılımını sınırlı tutmuş olsa da, savaş alanında farklı görevlere sahip kadınların varlığından bahsedebiliriz.
Bunun en önemli örneklerinden biri, orduda hemşire olarak görev yapan kadınlardır. Savaş alanında yaralanan askerleri tedavi etmekten sorumlu olan hemşireler, savaşın yıkıcı etkilerini azaltmak için önemli bir role sahipti.
Diğer bir görevli kadın grubu ise, cephaneliklerde çalışan kadınlar olarak öne çıkıyor. Cephaneliklerde çalışan kadınlar, mühimmatların taşınması, yüklenmesi ve boşaltılmasından sorumlu olurdu.
Savaşın kadınlar üzerindeki etkileri ise oldukça derin olmuştur. Savaş sırasında, sadece askerler değil, kadınlar da ayrımcılığa uğramış ve istismara maruz kalmıştır. Savaş sonrasında da, kadınlar büyük bir yıkımın ortasında kalmış, aileleri ve evleriyle birlikte yaşadıkları acılarla yüzleşmek zorunda kalmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş alanında kadınların sınırlı katılımına rağmen, kadınların savaşın yıkıcı etkileriyle yüzleştiği ve farklı roller üstlendiği görülmektedir.