Eğitimde özgürleştirici yaklaşımlar öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak eğitim sunmayı hedefler Bu yaklaşım öğrencilerin aktif katılımına ve özgürlüklerinin artmasına neden olur Proje tabanlı öğrenme, öz-yeterlilik ve problem çözme gibi yöntemler uygulamalarıyla öğrencilerin özgüveni, motivasyonu ve başarıları artar Okuma-yazma öğrenme de bu yaklaşımlara örnek verilebilir Bu yaklaşımlar öğrencilerin okulda kalmalarını da artırmaktadır
Eğitimde özgürleştirici yaklaşımlar, her öğrencinin bireysel özellikleri, ihtiyaçları, ilgi alanları ve yaşam koşulları dikkate alınarak bir eğitim sunmayı amaçlar. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenme sürecine etkin bir şekilde katılımını sağlar ve onların bireysel özgürlüklerinin artmasına neden olur. Eğitim sisteminde bu yaklaşımın önemi tartışılmaz.
Geleneksel eğitim sistemlerinde öğrenciler pasif bir rol oynar, öğretmenin direktifleri doğrultusunda eğitim süreci işler. Bu durum, öğrencilerin özgüvenlerinin zedelenmesine, motivasyon kaybına ve öğrenme sürecindeki başarılarının azalmasına neden olabilir. Ancak özgürleştirici eğitim yaklaşımları, öğrencilerin kendi öğrenme sürecine aktif bir şekilde dahil olmalarını, özgür olmalarını ve bireysel potansiyellerini ortaya çıkarmalarını sağlar. Bu da öğrencilerin özgüvenlerini kazanmalarına, motivasyonlarının artmasına ve öğrenme sürecindeki başarılarının artmasına neden olur.
Eğitimde özgürleştirici yaklaşımların uygulanması için birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Proje tabanlı öğrenme, problem çözme, öz-yeterlilik, öğrenme toplulukları, öz-değerlendirme ve daha birçok yöntem bu yaklaşımların temelini oluşturur. Örneğin, öğrencilerin proje tabanlı öğrenme yoluyla bireysel ilgi alanlarına uygun projeler üretmeleri, öz-yeterliliklerini ve özgüvenlerini arttırır. Aynı şekilde, problemleri çözmeye yönelik stratejiler öğrenme, öğrencilerin pratikteki problemleri çözmelerine yardımcı olur.
Eğitimde özgürleştirici yaklaşımların bir örneği de okuma-yazma öğrenme sürecidir. Geleneksel okuma-yazma eğitiminde öğrencilere belli bir süre içinde belli bir düzeyde okumayı ve yazmayı öğrenmeleri beklenirken, özgürleştirici yaklaşımda öğrencilere kendi hız ve ilgi alanlarına göre okuma-yazma öğrenme fırsatı sunulur. Böylece öğrencilerin özgüvenleri arttığı gibi, okuma-yazma becerileri de daha kalıcı hale gelir.
Eğitimde özgürleştirici yaklaşımlar, öğrencilerin özgürlüklerini arttırırken, aynı zamanda eğitim sürecini daha keyifli hale getirdiği için öğrencilerin okulda kalma oranlarını da arttırmaktadır. Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerine aktif bir şekilde katılmaları, öğrenme motivasyonlarının artmasını sağlar ve dolayısıyla daha başarılı bir eğitim sürecine yol açar.