Türkiye'de bilim ve teknoloji politikalarının başarısı, siyasi etkileri ve toplumsal sonuçları üzerine kapsamlı bir araştırma İşte bu kitapta tüm detaylarıyla ele alınıyor Bilim ve teknolojiye verilen önemin toplumsal kalkınmaya etkisi de inceleniyor Türkiye'nin bu alanda sağladığı ilerlemeler ve hedefleri de anlatılıyor

Türkiye'nin bilim ve teknoloji politikaları, hükümetin belirlediği siyasi kararlarla etkilenmektedir. Bu politikaların belirleyicileri arasında sanayi ve bilim, teknoloji ve endüstri bakanlıkları bulunmaktadır. Bilim ve teknolojinin Türkiye'deki gelişimi hükümetin politikalarının yanı sıra, üniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektör tarafından yapılan yatırımlarla da desteklenmektedir.

Hükümetin bilim ve teknoloji politikaları, bilim insanları ve akademisyenler üzerinde de belirgin etkiler bırakmaktadır. Bilim insanlarının akademik özgürlükleri ve bilimsel araştırmalara yönelik siyasi müdahaleler, bilimsel gelişmeyi etkileyen önemli faktörler arasındadır. Bilim insanlarının hükümetin siyasi görüşlerine göre mülakata çağırılması ve atama sürecinde yeterlilik yerine siyasi sadakatin önem kazanması gibi faktörler de akademisyenler üzerindeki siyasi etkiler arasında sayılabilir.

Türkiye'nin Bilim ve Teknoloji Politikaları

Türkiye, son yıllarda bilim ve teknoloji alanında önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu gelişmelerin arkasında, hükümetin belirlediği bilim ve teknoloji politikalarının da katkısı büyüktür. Bilim ve teknolojinin gelişimi, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kalkınması açısından önemlidir.

Hükümet, bilim ve teknoloji politikalarını belirlerken, öncelikle ülkenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaktadır. Bu nedenle, ülkenin kalkınmasına yönelik stratejik planlar oluşturulmaktadır. Son yıllarda, özellikle savunma sanayi, biyoteknoloji, nanoteknoloji ve uzay teknolojileri alanlarında yatırımlar artmıştır. Bunun yanı sıra, hükümetin, AR-GE harcamalarını artırması ve teknoloji ihracatını teşvik etmesi de bilim ve teknolojinin gelişimine katkı sağlamaktadır.

• Bilim ve teknoloji politikalarının belirleyicileri;
• Hükümetin stratejik planları;
• Yatırımların artırılması;
• AR-GE harcamalarının artırılması;
• Teknoloji ihracatının teşvik edilmesi.

Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanındaki gelişimi, hükümetin belirlediği politikaların etkisiyle hız kazanmıştır. Ancak, ülkenin henüz gelişmiş ülkeler arasına giremediğini söylemek mümkündür. Hükümetin, bilim ve teknoloji alanındaki yatırımlarını sürekli olarak artırması gerekmektedir.

Akademisyenler ve Bilim İnsanları Üzerindeki Siyasi Etkiler

Türkiye'deki bilim ve teknoloji politikaları, ülkedeki bilim insanları ve akademisyenler üzerinde önemli bir etkiye sahip. Bilim insanlarının akademik özgürlükleri ve bilimsel araştırmalara yönelik siyasi müdahaleler, bilimsel gelişmeyi nasıl etkilediğine dair birçok tartışma mevcut.

Hükümetin bilim insanları üzerindeki siyasi baskısı, bilimsel çalışmaların bağımsızlığına zarar verip, araştırma yapma kabiliyetini sınırlandırabilir. Akademik özgürlüklerin kısıtlanması ve bilim insanlarının politik baskılara maruz kalması, ülkenin bilimsel gelişimini engelleyebilir.

Ancak, kamuoyu da bilim insanlarının siyasi konularda tartışmaya katılmasını bekler. Bilim insanlarının siyasi görüşleri hakkında açıklama yapması, Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir faktördür. Bu nedenle, bilim insanlarının siyasi pozisyonlarına saygı duyularak bilimsel çalışmaları sürdürmeleri önemlidir.

Bununla birlikte, son yıllarda Türkiye'de yaşanan olaylar, bilim insanları ve akademisyenler üzerinde siyasi baskıyı artırmıştır. Hükümet, bazı bilim insanlarını ve akademisyenleri terörizmle ilişkilendirdiği gerekçesiyle işlerinden attı. Bu durum, akademik özgürlüklerin sınırlanmasına ve bilimsel çalışmaların engellenmesine yol açtı.

Bilim insanlarına ve akademisyenlere yönelik siyasi baskı, sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de yaşanan bir durum. Bu nedenle, bilimsel araştırmaların bağımsızlığını korumak için hükümetlerin akademik özgürlüklere saygı göstermesi gerekmektedir.

Bu anlamda, Türkiye'de bilim insanlarının ve akademisyenlerin politik baskılardan bağımsız olarak bilimsel çalışmalarına devam etmeleri, ülkenin geleceği açısından önemlidir. Hükümetin, bilim insanlarının ve akademisyenlerin bağımsızlığını ve ifade özgürlüklerini koruyarak bilimsel araştırmalara destek vermesi gerekmektedir.

Bilim İnsanları ve Akademisyenlerin Kamuoyuyla İlişkisi

Türkiye'de bilim insanları ve akademisyenler, siyasi tartışmalara katılarak siyasi görüşlerini kamuoyuyla paylaşabiliyorlar. Ancak, bu durum bazı sonuçlara yol açabiliyor. İlk olarak, akademisyenler siyasi görüşleri nedeniyle hedef olabiliyorlar. Bazıları, hükümetin bilim ve teknoloji politikalarına karşı eleştirel yaklaşmaları nedeniyle işten atılıyor ya da akademik özgürlükleri kısıtlanıyor.

Diğer yandan, akademisyenlerin siyasi tartışmalara katılması ve siyasi görüşlerini açıklaması, bazen kamuoyunda olumsuz tepkiler alabiliyor. Özellikle, toplumda tartışmalı konularla ilgili farklı siyasi görüşler olması nedeniyle, bilim insanlarının siyasi görüşleri ile ilgili eleştiriler yapılabilir. Bu da, akademisyenlerin itibarını ve toplumsal saygınlığını olumsuz etkileyebilir.

Bunun yanı sıra, akademisyenlerin siyasi tartışmalara katılması ve siyasi görüşlerini açıklaması, bazen olumlu sonuçlar doğurabilir. Özellikle, toplumdaki sorunlara akademik bakış açısıyla yaklaşarak, çözüm önerileri sunmaları toplumsal fayda sağlar. Aynı zamanda, akademisyenlerin bireysel olarak siyasi konular hakkında görüş belirtmeleri de, toplumda farkındalık yaratmalarına yardımcı olabilir.

Özetle, Türkiye'de bilim insanları ve akademisyenler, siyasi tartışmalara katılarak siyasi görüşlerini kamuoyuyla paylaşabiliyorlar. Ancak, bu durum bazı olumsuz sonuçlara yol açabileceği gibi olumlu sonuçlar da doğurabilir.

Akademik Özgürlükler ve İfade Özgürlüğü

Bilim insanları ve akademisyenlerin akademik özgürlükleri son yıllarda Türkiye'de çok tartışılan bir konu haline geldi. Hükümetin bilim ve teknoloji politikaları kapsamında alınan kararlar, bu özgürlüklerin sınırlandırılması sonucunu doğurdu.

Bilim insanları ve akademisyenler, otokratik yetkililer tarafından askıya alınabileceklerini bilmektedirler. Bir diğer bürokratik engel, araştırma veya yayın faaliyetlerinin onaylanması süreci sırasında yaşanabilir. Hükümet tarafından onaylanmayan projeler, çoğu zaman siyasi nedenlerle engellenir.

Bununla birlikte, akademik özgürlüklerin en büyük zedelenmesi, ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanmasıdır. Varsaydığımızın tam aksine, Türkiye'nin ifade özgürlüğüne ilişkin yasaları, nüfusun bir kısmı tarafından kullanılmayacak kadar sınırlıdır. Siyasi görüşleri ifade etmek, zaman zaman akademisyenlerin korkulu rüyası olmuştur.

Akademisyenler, ifade özgürlükleri konusunda açıkça tartışmakta güçlük çekmektedirler. Siyasi görüşleri hakkında açıkça konuşan akademisyenler, yüksek oranda cezalandırılmaktadırlar. Dolayısıyla, akademik özgürlükler ve ifade özgürlüğü, Türkiye'de bilim ve teknolojinin ilerlemesi açısından önemli bir engel haline gelmiştir.

Bilim İnsanlarının Mülakat Süreci

Bilim insanlarının mülakat sürecinde karşılaştığı siyasi baskı, Türkiye'deki bilim ve teknoloji politikalarının belirleyicileri arasında yer alıyor. Hükümetin siyasi görüşlerine uygun olan akademisyenlerin atama sürecinde tercih edilmesi, yeterlilik yerine siyasi sadakatin öne çıkması bilimsel araştırmaların ve akademik özgürlüklerin önündeki engellerden biri haline geldi.

Mülakat sürecinde adayların bilimsel yeterliliğinden ziyade siyasi görüşlerine odaklanması, bilim insanları arasında endişe yaratıyor. Bu durum, üniversitelerde akademik özgürlüklerin kısıtlanmasına ve bilimsel araştırmaların yönünün siyasi çıkarlara göre şekillenmesine neden oluyor.

Buna ek olarak, bilim insanlarının mülakat sürecinde karşılaştığı siyasi baskı, akademik özgürlükler ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması için de bir araç olarak kullanılıyor. Siyasi görüşleri hükümetin isteğine uygun olmayan akademisyenlerin işten çıkarılması veya üniversitelerden uzaklaştırılması gibi uygulamaların artması, bilim insanlarının özgür düşünce ve bilimsel araştırmalarını engelliyor.

Sonuç olarak, bilim insanlarının mülakat sürecinde karşılaştığı siyasi baskılar, Türkiye'deki bilim ve teknoloji politikalarının çağdaş bilimsel gelişmelere ayak uydurması için önemli bir engel haline gelmiştir. Bilimsel araştırmaların ve akademik özgürlüklerin gelişmesi için, hükümetin bilim insanlarının siyasi görüşlerine değil, yeterliliklerine odaklanması gerekmektedir.

Bilimsel Araştırmalar ve Türkiye'deki Siyasi Çıkarlar

Bilimsel araştırmalar, ülkelerin gelişmesinde ve teknolojik ilerlemelerde büyük bir rol oynar. Ancak, Türkiye'deki bilimsel araştırmaların yapısı ve yönetimi, siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillendirilir. Hükümetin bilimsel araştırmalar üzerindeki müdahaleleri, bilimsel gelişmeye zarar verir ve bilim insanlarının özgürce araştırma yapma haklarını engeller.

Türkiye'deki bilimsel araştırmaların, büyük bir kısmı hükümet tarafından finanse edilir. Bu finansman kaynakları, siyasi çıkarlar doğrultusunda yönlendirilir ve bazı araştırmalara ağırlık verilirken diğerlerine olan ilgi azalır. Bunun sonucunda, bilimsel araştırmaların tam olarak tarafsız olması mümkün değildir.

Bazı bilimsel araştırmaların, hükümetin siyasi gündemleri doğrultusunda şekillendirildiği de görülür. Bu durum, bilim insanlarının özgürce araştırma yapma ve sonuçlarını kamuoyuna açıklama haklarını engeller. Bunun yanı sıra, hükümetin belirlediği kurallar ve yasal düzenlemeler de bilimsel araştırmaların tarafsız olmasını engeller.

Türkiye'de bilimsel araştırmaların siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillendirilmesi, sadece bilim dünyasını değil aynı zamanda ülkenin geleceği için de risk oluşturur. Bilimsel araştırmaların tamamen tarafsız olması ve siyasi çıkarlar bulunmaması gerekmektedir. Bu şekilde, ülkenin gelişimi sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devam edebilir.

Bir örnek olarak, son yıllarda Türkiye'deki araştırmaların büyük bir kısmı sağlık alanında yapılmaktadır. Ancak, hükümetin sağlık politikalarının siyasi çıkarları doğrultusunda belirlendiği de bilinmektedir. Bu durum, bilimsel araştırmaların tarafsızlığını tehlikeye sokar ve bilim insanlarının işlerini yaparken siyasi baskılara maruz kalmalarına neden olur.

Benzer şekilde, Türkiye'deki tarım sektörü için yapılan araştırmalar da siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillenir. Hükümetin tarım politikalarındaki siyasi çıkarları, tarımsal araştırmaların yönünü belirler ve bazı araştırmalar diğerlerine göre daha fazla finanse edilir.

Bu örnekler, Türkiye'de bilimsel araştırmaların siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillendirildiğini gösterir. Bu nedenle, Türkiye'de bilim politikalarının sadece bilimsel veriler ve tarafsız düşünceler doğrultusunda belirlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde, bilimsel araştırmaların ülkenin gelişiminde büyük bir rol oynayabileceği unutulmamalıdır.

Bilim ve Teknoloji Politikalarının Ekonomik Etkileri

Bilim ve teknoloji politikaları, Türkiye'nin ekonomik kalkınması üzerinde önemli bir rol oynar. Buna ek olarak, özel sektörün araştırma ve geliştirme harcamalarının artırılması da büyük önem taşır. Bu sayede, Türkiye'nin ekonomik gelişimindeki hız artabilir ve ülke, bilim ve teknolojide dünyada rekabet edebilir hale gelebilir.

Bilim ve teknoloji politikalarının ekonomik etkilerinin artırılması, yatırımların artırılması ve teknoloji ihracatının geliştirilmesiyle mümkündür. Türkiye, son yıllarda bilim ve teknoloji yatırımlarına önem vermiştir ve bu yatırımların artırılması, ülkenin ekonomik kalkınmasının anahtarıdır. Bu yatırımlar, yeni iş imkânlarının yaratılmasına da katkı sağlar.

Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yapılan yatırımların artırılması, özellikle Türkiye'ye yenilikçi ürünler geliştirmek için özel sektör yatırımlarının artırılması gerekiyor. Ayrıca, ihracata yönelik bir strateji geliştirilmesi ve teknoloji ihracatının artırılması, Türkiye ekonomisi için büyük bir avantaj olabilir.

Bu stratejinin başarılı olabilmesi için, üniversiteler ve sanayi arasında bir işbirliği oluşturulması gerekiyor. Yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesi, ancak akademik dünya ve özel sektör arasında bir işbirliği ile mümkün olabilir. Bu işbirliği sayesinde, yüksek katma değerli ürünler üretilebilir ve Türkiye ekonomisi daha da güçlenebilir.

Bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) sektörü, Türkiye'nin ekonomisinde büyük bir yere sahiptir. Bu sektörün desteklenmesi için, yüksek kaliteli insan kaynağına ve teknolojik altyapıya yatırım yapılması gerekiyor. Türkiye, son yıllarda BİT sektöründe büyük bir atılım gerçekleştirdi ve bu sektör hızla büyüyor. BİT sektöründeki büyümenin devam etmesi için, ülkenin BİT sektörüyle işbirlikleri yapması ve BİT alanında ihracat yapması gerekiyor.

Bilim ve teknoloji politikalarının ekonomik etkileri, ülkenin kalkınması için önemli bir adım olabilir. Ancak, bu politikaların uygulanmasında hükümetin ve özel sektörün işbirliği yapması, Türkiye'nin bilim ve teknolojide dünyada rekabet edebilir hale gelmesini sağlayacaktır. Ayrıca, gençlerin bilime, teknolojiye ve yeniliğe ilgi duyması da, Türkiye'nin ekonomik kalkınması için büyük bir avantaj olabilir.

Araştırma ve Geliştirme Harcamaları

Hükümet, son yıllarda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yaptığı yatırımları artırmaya başlamıştır. 2019 yılında, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine 13.9 milyar TL bütçe ayrılmıştır. Ancak, özel sektörün araştırma ve geliştirme harcamaları hala yeterli düzeyde değildir.

Bu çerçevede, hükümet, özel sektörün araştırma ve geliştirme harcamalarının artırılması için teşvikler sunmaktadır. Örneğin, Ar-Ge merkezleri için özel sektöre vergi indirimi veya vergi muafiyeti gibi avantajlar sağlanmaktadır. Yine, özel sektörün araştırma ve geliştirme harcamalarının finansmanının kolaylaştırılması amacıyla devlet tarafından KOSGEB gibi kuruluşlar aracılığıyla destekler sunulmaktadır.

2016 yılında, Türkiye, GSYİH'nın %1.06'sını araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayırmıştır. Ancak, bu oran OECD ülkeleri ortalamasının çok altındadır. Bu nedenle, hükümetin araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yaptığı yatırımları artırmaya devam etmesi gerekmektedir. Ancak, bunun yanı sıra, özel sektörün de araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yaptığı yatırımların artırılması sağlanarak, Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında daha da ilerlemesi mümkündür.

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) Sektörü

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) sektörü, son yıllarda Türkiye ekonomisi için önemli bir sektör haline gelmiştir. BİT sektörü, ülke ekonomisinin büyüme hızına önemli katkılar sağlamaktadır. Mobil uygulamaların geliştirilmesi, yapay zeka ve veri analizi gibi yeni teknolojilerin kullanımı, birçok sektörde Türkiye'nin rekabet gücünü artırmıştır.

BİT sektörü, ülkemizde özellikle son yıllarda hızla büyümekte ve global pazarda güçlü bir konuma gelmektedir. Ancak, sektördeki rekabetin artmasıyla birlikte bazı sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar arasında özellikle nitelikli işgücü eksikliği, yatırım ve Ar-Ge imkanlarının yetersizliği yer almaktadır. Bununla birlikte, hükümetin BİT sektörüne verdiği desteklerle birçok sorunun üstesinden gelinerek sektörün gelişimine yönelik adımlar atılmaktadır.

BİT sektörü, Türkiye'nin uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak için stratejik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Türkiye'nin BİT sektörüyle yapılan uluslararası işbirlikleri artarak devam etmektedir. BİT sektöründeki şirketlerin uluslararası işbirlikleriyle global pazarda etkin bir konuma gelmesi, Türkiye ekonomisine katkı sağlayacaktır. BİT sektörü, Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ekonomik ilişkilerine de olumlu etkiler sağlamaktadır.

• BİT sektörünün Türkiye ekonomisindeki yerinin artırılması için, nitelikli işgücü yetiştirilmesi, yatırım ve Ar-Ge imkanlarına önem verilmesi gerekmektedir.
• Ülkemizdeki BİT şirketlerinin uluslararası işbirliklerinin artması, sektörün global pazarda güçlü bir konuma gelmesine yardımcı olacaktır.
• BİT sektörü, Türkiye'nin diğer ülkeler ile olan ekonomik ilişkilerine de olumlu etkiler sağlamaktadır.

Bilim, Teknoloji ve Dış Politika

Bilim ve teknoloji politikalarının Türkiye'nin dış politikasıyla ilişkisi oldukça önemlidir. Türkiye, bilim ve teknoloji alanında meydana gelen gelişmeleri dünya ile paylaşmakta ve bu sayede uluslararası ilişkilerine olumlu katkılar sağlamaktadır.

Türkiye, bilim ve teknolojiyi dış politika araçlarının bir parçası olarak kullanmaktadır. Bilim diplomasisi, Türkiye'nin uluslararası bilimsel işbirliğini arttırmak ve küresel problemlere karşı ortak çözümler üretmek için bir yöntemdir. Bu sayede, Türkiye, uluslararası alana açılmakta ve bilimsel işbirliği ile dış politikasının etkinliğini arttırmaktadır.

Türkiye'nin dış politikası, bilim ve teknolojinin kullanımı ile desteklenmektedir. İhracatın artırılması, yatırımların geliştirilmesi, ülkeye yabancı yatırımcıların çekilmesi, ekonomik büyüme hedefleri ve uluslararası yarışmada rekabet avantajı sağlamak amacıyla bilim ve teknoloji politikaları dış politikaya dahil edilmiştir.

Türkiye, bilim ve teknoloji alanında dünya ile rekabet ederken, bu politikalarının dış politika ile ilişkisini de gözden kaçırmamaktadır. Bu sayede, Türkiye, bilim ve teknoloji alanında uluslararası işbirliği yapmakta ve diplomasi alanında etkisini arttırmaktadır.

Bilim Diplomasisi

Türkiye, bilim ve teknolojideki atılımlarının yanı sıra diplomasi alanında da kendini göstermektedir. Aslında, bilim diplomasisi, bilgi ve teknolojideki atılımlarının yanı sıra, uluslararası işbirliği ve diyalogun da bir aracıdır. Bilim diplomasisinin öncelikli hedefi, dünya genelinde barış, huzur ve refahın korunmasıdır.

Türkiye, bilim diplomasisi çerçevesinde bir dizi proje gerçekleştirmektedir. Özellikle, Sahraaltı Afrika ülkeleri için düzenlenen eğitim ve teknoloji transferi programları, Türkiye'nin bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağladığını göstermektedir. Ayrıca, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasındaki bilim ve teknoloji alanında yürütülen işbirliği çalışmaları da ülkemizin bilim diplomasisi alanındaki gücünü artırmaktadır.

Bilim diplomasinin en önemli aracı, uluslararası ilişkilerin iyileştirilmesi ve genişletilmesidir. Bilim ve teknolojideki atılımlar, iyi niyetin bir göstergesi olarak algılanır ve dünya genelinde daha olumlu bir algıya sahip olunur. Bu nedenle, Türkiye, bilim diplomasisi alanında yürüttüğü çalışmalarla, uluslararası ilişkilerinin gelişimine katkı sağlamaktadır.

Türkiye'nin bilim diplomasisindeki başarısı, ülkeyi uluslararası platformda da daha güçlü bir konuma getirmektedir. Bu nedenle, Türkiye hükümeti, bilim diplomasisi alanındaki çalışmalarına devam ederek, ülkenin prestijini artırmayı ve uluslararası ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Uluslararası Bilimsel İşbirliği

Türkiye, uluslararası bilimsel işbirliği yapan ülkeler arasında yer almaktadır. Bilimsel işbirliği alanında Türkiye, Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Japonya ve Asya ülkeleri ile işbirliği yapmaktadır.

Türkiye, uluslararası bilimsel araştırma programlarına da katılım sağlamaktadır. Özellikle Avrupa Birliği tarafından sağlanan Horizon 2020 programı dahilinde birçok proje Türk araştırmacılar tarafından yürütülmektedir. Bu program kapsamında Türkiye, inovasyon projeleri geliştirmekte ve uluslararası arenada işbirliği yapmaktadır.

Ayrıca Türkiye, çağdaş bilim ve teknoloji uygulamalarına erişim sağlamak için de çaba göstermektedir. Ülkemizdeki araştırmacılar, ülkeleri dışında yapılan araştırmaları takip etmektedirler. Bilimsel dergilerde yayınlanan makaleler, araştırmacılar tarafından takip edilmektedir. Yurt dışındaki üniversitelerle işbirliği yaparak, Türkiye'deki araştırmalara uluslararası boyutta katkı sağlamak amaçlanmaktadır.

Türkiye'nin bilimsel işbirliği yaptığı ülkeler arasında ABD, Almanya, Kanada, Japonya, İngiltere, İtalya, Fransa, Rusya ve Çin gibi ülkeler yer almaktadır. Bilimsel işbirliği çalışmaları, Türkiye'nin dünya bilim platformunda daha etkin bir rol oynaması açısından da oldukça önemlidir.