Dünya Kupası'ndaki en iyi teknik gollerin yer aldığı videomuzu izleyin! Messi, Neymar, Salah gibi yıldızların inanılmaz gollerine tanıklık edin Heyecan dolu anlar için hemen tıklayın!

Dünya Kupası, tarihin en büyük futbol turnuvalarından biridir. Bu turnuva boyunca birçok unutulmaz an yaşanmaktadır. Futbol yıldızları, tekniklerinin en iyisini sahaya yansıtırken, bu teknikleri maçların kaderini değiştirecek şekilde kullanmayı başardılar. İşte bu makalede, Dünya Kupası tarihindeki en iyi teknik golleri ele alacağız.

Bu muhteşem goller arasında, Diego Maradona'nın 1986 Dünya Kupası maçında İngiltere'ye attığı "Tanrı'nın Eli" golü yer alıyor. Kendisine bu gol ile bir lakap kazandıran Maradona, sahada muhteşem bir teknik sergiledi. Roberto Carlos'un Fransa'ya karşı attığı "yapboz gibi gol" de aynı şekilde unutulmaz bir andı. Bu gol, topun inanılmaz bir şekilde hedefe yönlendirildiği bir yapboz gibi hareket etti ve bunun nasıl bir başarı olduğunu dünyaya gösterdi.

• Diego Maradona'nın "Tanrı'nın Eli" Golü (1986)
• Roberto Carlos'un Yapboz Gibi Golü (1997)
• Dennis Bergkamp'ın Havada Kontrol Golü (1998)
• David Beckham'ın Serbest Vuruş Golü (2001)

Dört büyük teknik gol arasında, Dennis Bergkamp'ın Arjantin'e karşı attığı havada kontrol golü de yer almaktadır. Bergkamp'ın üst üste yaptığı üç muhteşem hareketin sonucunda geldiği bu gol, futbolseverlerin hafızasında yer edinen bir başarıydı. Son olarak, David Beckham'ın Yunanistan'a karşı attığı serbest vuruş golü İngiltere milli takımı için bir dönüm noktasıydı. Beckham'ın serbest vuruş çekim teknikleri ve golünün önemi hala tartışılmaktadır.

Dünya Kupası tarihi boyunca, birçok farklı teknik gol kaydedildi. Ancak bu dört büyük gol, hepsi ayrı ayrı unutulmazlığı hak ederek, tarihin en iyi teknik golleri arasındaki sıralamada yerlerini aldılar.

1. Diego Maradona'nınTanrı'nın Eli Golü (1986)

Diego Maradona, Arjantin'in İngiltere'yi 2-1 yendiği 1986 Dünya Kupası çeyrek final maçında, ünlü Tanrı'nın Eli golünü atmıştı. Bu gol, Maradona'nın kariyerindeki en önemli teknik gollerden biri olarak kabul ediliyor. Maradona, Arjantin'in Dünya Kupası tarihindeki en ünlü futbolcularından biridir ve bu gol, kendisine Tanrı'nın Eli lakabını kazandırdı.

Bu gol, Maradona'nın Alman kaleci Shilton'ın önünde topa eliyle dokunarak atmış olması nedeniyle tartışmalara yol açtı. Hakem bu golü, Maradona'nın kafayla değil eliyle attığından dolayı geçerli kabul etti. Maradona'nın bu golü, İngiltere'nin Falkland Savaşı'nda Arjantin'i yenmesinin ardından gerilimin en üst seviyede olduğu bir dönemde atılmıştı. Bu nedenle, Arjantinliler arasında büyük bir coşku uyandırmış ve Maradona'nın golü, İngilizlere karşı kazanılan zaferin bir simgesi haline gelmiştir.

Tanrı'nın Eli

Diego Maradona'nın Dünya Kupası'ndaki en ünlü golü, 1986 Dünya Kupası maçında İngiltere'ye attığı "Tanrı'nın Eli" golüdür. Bu, dünya futbol tarihindeki en tartışmalı ve haksız gollerden biridir. Maçın 51. dakikasında, Maradona topu ceza sahasının hemen dışında eliyle itti ve topu İngiliz kaleciden ağlara gönderdi. Hakem, bu hileli golü gözden kaçırdı ve Maradona Arjantin'i İngiltere'ye karşı 2-1 galibiyete taşıdı.

Maradona'nın bu hareketi, topu elleriyle kontrol etmesi nedeniyle sayılmaması gereken bir gol olsa da, futbol tarihinin en unutulmaz anlarından biridir. Maradona, Tanrı'nın Eli ile dünya futbol sahnesinde eşsiz bir yer edindi ve hafızalara kazındı. Bu gol, Dünya Kupası tarihinin en tartışmalı gollerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Maradona'nın Tanrı'nın Eli'nden sonra attığı gol ise, maçın en güzel ve akılda kalan gollerinden biridir. Bu golde, Maradona İngiliz savunmacıların arasından geçerek dünyanın en iyi futbolcularından birinin nişan alarak topu ağlarla buluşturdu. Bu gol, Maradona'nın sadece yeteneklerini değil, aynı zamanda zekasını da gözler önüne serdi.

Sonuç olarak, Tanrı'nın Eli olarak bilinen bu gol futbol tarihinin en tartışmalı olaylarından biridir. Maradona, mükemmel bir şekilde kontrol ettiği topu eliyle iterek golü atmıştır. Bu tartışmalı hareket, Maradona'nın Dünya Kupası tarihindeki unutulmaz anlarından biri olarak hafızalara kazınmıştır.

Golü (1986)

Tanrı'nın Eli lakabını kazandırdı. Maradona'nın bu golü, Dünya Kupası tarihindeki en ikonik teknik goller arasında yer alır. Bu golün özel olan noktası, topun İngiliz kalecisini aşıp kaleye girerken, Maradona'nın topu elle kontrol etmesiydi. Bu hareketi, hakemlerin gözünden kaçırdı ve Maradona'nın attığı gol geçerli sayıldı. Ancak tekrarları gösterdi ki, Maradona topu kafası yerine, eliyle iterek kaleye attı. Maradona'nın kendisi de maçın ardından golünü "Tanrı'nın El'i kontrol ettiğini" söyleyerek çok tartışılan bir gol atmanın tadını çıkardı. Ama aynı maçta 5 dakika sonra attığı "Yüzyılın Golü" ile ün dünyasının en önemli isimlerinden biri oldu.

Tanrı'nın Eli

Diego Maradona'nın İngiltere'ye attığı ‘Tanrı'nın Eli’ golü, 1986 Dünya Kupası tarihindeki en ikonik teknik gollerden biridir. Futbol tarihinin en büyük oyuncularından biri olan Maradona, Arjantin Milli Takımı adına attığı bu gol ile tüm dünyada hafızalara kazındı.

Bu unutulmaz gol, Arjantin Milli Takımı ve İngiltere Milli Takımı arasındaki bir maçın çeyrek finalinde gerçekleşti. İlk yarısı 0-0 biten maçın 51. dakikasında, İngiltere kalecisi Peter Shilton'ın üzerinden topa dokunan Maradona, topu filelere gönderdi. Ancak, Maradona'nın golü eliyle atıldığı için hakem tarafından görülmedi. Böylece Maradona, kendisine ‘Tanrı'nın Eli’ lakabını kazandıran bu tarihi golü atmayı başardı.

Bir sonraki maçta gerçekleştirdiği unutulmaz golü unutturacak bir gol için Dünya Kupası tarihi kitaplarında yerini alan bu gol hala futbolseverler tarafından konuşulmaktadır.

lakabını kazandırdı.

Diego Maradona'nın İngiltere'ye attığı ve kendisine "Tanrı'nın Eli" lakabını kazandıran gol, Dünya Kupası tarihinde unutulmazlar arasında yerini aldı. Bu gol, çekişmeli geçen İngiltere maçında Maradona'nın topu eliyle tuttuğu ve klas bir şekilde ağlara gönderdiği bir gol oldu. Her ne kadar hakemler tarafından elle oynandığı tespit edilse de, bu gol Maradona'nın efsanevi kariyerindeki teknik açıdan en iyi gollerinden biri olarak kabul ediliyor. İngiliz savunmacıları atlatan Maradona'nın bu golü, sadece teknik açıdan değil, duygusal açıdan da unutulmaz bir anıdır. Ayrıca, bu golle Arjantin, İngiltere'yi Dünya Kupası'ndan elemişti. Diego Maradona'nın bu eşsiz golü, futbol tarihinin belki de en iyi teknik golü olarak kabul edilmektedir.

2. Roberto Carlos'un Yapboz Gibi Golü (1997)

Roberto Carlos'un Fransa'ya karşı attığı gol, Dünya Kupası tarihinin en ünlü gollerinden biridir. Top, inanılmaz bir şekilde hedefe yönlendirildi ve izleyicilerin aklını başından aldı. İzlemesi bile keyifli olan bu gol, topun yönü ve hızının doğru ayarlanması sonucu ortaya çıktı.

Bu gol, sadece atışın doğruluğu açısından değil, topun yörüngesi ve hareketleri açısından da olağanüstü bir başarı olarak kabul edilir. Roberto Carlos, topa neredeyse yan yatarak vurdu ve top, sıradan bir vuruşun ötesinde hareket etti. Top, hedefe doğru yol almaya başladığında, izleyiciler nefeslerini tuttu ve şaşkınlık içinde kaldılar. Tam neticeden önceki son çizgi o kadar kesin bir şekilde izlemesi gereken bir yolculuktu ki, Roberto Carlos'un golü yapbozların üstünden bile bir harika olarak öne çıkıyordu.

Bu harika gol, topun yönü ve hızındaki mükemmel uyumundan kaynaklanmaktadır. Top, muhteşem bir şekilde hareket ettiğinden, hedefi nokta atışı ile tutturdu. İzleyen herkes, topun nereye gideceği konusunda bir fikri olmadığından, sonucuna dair bir heyecan yaşadı. Bu, en iyi teknik goller arasında yer almasını sağlanmıştır.

Roberto Carlos'un yapboz gibi golü, bu teknik hareketlerin bir sanat olduğunu kanıtlıyor. Bu gol, topun yörüngesi ve açısı hakkındaki tartışmaların devam etmesini sağladı. Topun nasıl ulaştırdığı hedefine kadar gitmek için yaptığı tüm hareketleri analiz etmek, golün ne kadar olağanüstü olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır.

2.1. Topun Yörüngesi

Bu bölümde, Roberto Carlos'un unutulmaz golünden sonra topun nasıl bir yörünge izlediğini inceleyeceğiz. Roberto Carlos'un Fransa karşısındaki mükemmel golü, topun inanılmaz bir şekilde hedefe yönlendirildiği yapboz gibi bir hareket yaratmıştı.

Top, Roberto Carlos'un müthiş vuruşu sonrasında hızlı ve yüksek bir şekilde uçtu. Vuruşun yönü nedeniyle top, soldan sağa doğru kıvrıldı ve kalecinin tutamayacağı şekilde ağlara gitti. Topun bu inanılmaz hareketi ve yörüngesi, sporseverlerin hafızasında kalmaya devam ediyor.

Vuruş Tekniği	Hız	Yön	Ayak İle Temas Süresi
İç bölgeye uygulanan dışarı çıkışlı vuruş	130 km/saat (81 mil/saat)	Soldan sağa doğru kıvrılma	0,125 saniye (125 milisaniye)

• Roberto Carlos'un bu golü, o dönemki teknolojilerin yetersizliğinden dolayı ilk izleyişte bile rahatlıkla anlaşılamamıştı.
• Topun yörüngesi, vuruşun başarısının yanı sıra fizik kurallarının da etkisine bağlı olarak gerçekleşmişti.
• Bu olay, futbol dünyasında bir fenomen haline geldi ve gol, Dünya Kupası tarihinin en iyi teknik golü olarak kabul edildi.
• Roberto Carlos'un harika vuruşu, bu gün hala çoğu insan tarafından izlenerek keyifle hatırlanmaya devam ediyor.

2.1.1. Fiziksel Yapı

Bir futbol topunun yörüngesi, o topun fiziksel yapısının yanı sıra çekim hızı ve yönü gibi faktörlerin etkisi altındadır. Roberto Carlos'un 1997 Dünya Kupası maçındaki yapboz gibi golünün yörüngesinin açıklanmasında, hem topun yapısı hem de çekim hızı ve yönü önemli bir rol oynamaktadır.

Fiziksel olarak, bir futbol topu, çelik tel örgüden yapılmış bir kabukla kaplanmış üzeri deri kaplı bir lastik balondur. Topun kabuğu, topun şeklini korurken çelik tel örgü, topun aşırı şişmesini önler. Kabuğun deri kaplı olması, topun hava direncini azaltarak topun daha fazla mesafe katetmesine izin verir.

Bir futbol topunun yörüngesi aynı zamanda topun çekim hızı ve yönü ile de belirlenir. Roberto Carlos'un 1997 Dünya Kupası maçında attığı golde, topa verdiği güç ve hareket, topun inanılmaz bir yörünge izlemesine neden oldu. Top, Roberto Carlos'un hareket yönüne doğru hızlandı ve daha sonra hızını korurken sekti ve yön değiştirdi.

Topun Fiziksel Yapısı	Topun Hareketi
Kabuk	Hareket yönüne doğru hızlandı
Çelik tel örgü	Top sekti ve yön değiştirdi
Deri kaplama	Topun hava direnci azaldı ve daha fazla mesafe katetti

Bu faktörleri birleştirerek, Roberto Carlos'un golünü tam olarak anlayabiliriz. Şimdi, futbol topunun fiziksel yapısı ve hareket etme şekli hakkında daha iyi bir fikrimiz olduğuna göre, sonraki bölümlerde golün diğer unsurlarını ele alacağız.

2.1.2. Hız ve Yön

Bu alt başlıkta, Roberto Carlos'un ünlü yapboz gibi golünde topun yörüngesinin nasıl hız ve yön etkisiyle şekillendiği tartışılacaktır. Topun hızı ve yönü, vuruşun açısına, topa verilen güce ve havanın yoğunluğuna bağlı olarak şekillenir.

Roberto Carlos'un attığı golde, topa yerden yapılan sert vuruş sonucu topun hızı oldukça yüksek olmuştur. Ayrıca topun hava yoğunluğuna olan direnci de vuruşun yüksekliği nedeniyle artmıştır. Bu nedenle top, hava direnci tarafından yavaşlatılmış ve yörüngesi değiştirilmiştir.

Top, yüksek hızı nedeniyle çizgisel hareket etmek yerine, yavaş yavaş eğri bir yörünge izlemiş ve sonunda golün içine düşmüştür. Bu gösterim, topun hız ve yön etkisiyle nasıl hareket ettiğini açıkça gösterir.

Sonuç olarak, Roberto Carlos'un yapboz gibi golü, topun hız ve yön etkisiyle yaratılan muhteşem bir gösterimdir. Bu gol, Dünya Kupası tarihinde unutulmaz bir yer edinmiştir ve futbolseverlerin hafızalarından uzun süre silinmeyecektir.

2.2. İz Bırakan Gol

Brezilyalı Roberto Carlos'un 1997 Dünya Kupası maçında Fransa'ya karşı attığı bu gol, kendine özgü hareketiyle futbol tarihinde unutulmaz bir yer edindi. Topun inanılmaz bir şekilde hedefe doğru gitmesi ve izleyicilerin aklının başından gitmesi, yıllar sonra bile hala konuşulmasına neden oldu. Golün hemen ardından yapılan yavaşlatılmış çekimler, topun inanılmaz bir açıyla gönderildiğini ve sonunda ağlarla buluştuğunu ortaya çıkardı.

Bu muhteşem gol Dünya Kupası tarihinin en ikonik anlarından biri haline geldi. Roberto Carlos'un kahramanlığı, Dünya Kupası maçlarındaki inanılmaz golleri arasında yerini aldı. Bahsettiğimiz bu gol, Roberto Carlos'un yeteneğinin bir kanıtıdır ve tüm futbolseverler tarafından hala izlenmektedir. Ayrıca, bu gol futbolun müthiş bir sanat olduğunu ve insanların sporu izlerken ne kadar keyif aldıklarını da gösteriyor.

3. Dennis Bergkamp'ın Havada Kontrol Golü (1998)

Dünya Kupası tarihinin en teknik golleri arasında sayılan Dennis Bergkamp'ın havada kontrol golü kesinlikle nadir bir güzellikteydi. Hollanda takımının 1998 Dünya Kupası çeyrek final maçında Arjantin'e karşı yaptığı bu gol, üç muhteşem hareketin ardından geldi. Bergkamp, topu maç boyunca kusursuz bir şekilde kontrol ettiği için birçok futbolsever tarafından saygı duyulan bir isimdir.

Maçın 90. dakikasında Hollanda, beraberlik golüne ihtiyaç duyuyordu. Patrick Kluivert'in uzun topu tarafından Bergkamp'a gönderildi. Bergkamp, topu göğsüyle kontrol edip, pasını iki Arjantinli futbolcu arasında milli takım arkadaşı Clarence Seedorf'a verdi. Seedorf, topu savunma arkasına doğru gönderdi ve Bergkamp, topu koşu yolunun üzerinde havada kontrol etti ve rakibi Roberto Ayala'yı çalımlayarak topu ağlara gönderdi.

• Bergkamp'ın maç boyunca sergilediği kusursuz kontrol becerisi
• Üç muhteşem hareketin nasıl bir arada çalıştığı
• Bergkamp'ın rakibini nasıl çalımladığı ve topu ağlara gönderdiği

Bergkamp'ın üç muhteşem hareketi, Dünya Kupası tarihinde unutulmaz bir anı olarak kaldı. Bu gol, futbolseverlerin ve eleştirmenlerin gözünde Bergkamp'ın kariyerinin en iyi performanslarından biriydi. Hem teknik becerileri hem de maçın son dakikalarında attığı golle, Hollanda takımının ilerlemesinde büyük rol oynadı.

3.1. Hareketleri Ayakta Tutma

Bergkamp'ın 1998 Dünya Kupası çeyrek final maçında attığı gol öncesinde yaptığı üç hareket, futbol tarihinde iz bırakan anlardan biridir. İlk hareketiyle Arjantinli oyuncu Roberto Ayala'yı çalımlayan Bergkamp, ardından topu sol ayağına aldığı anda savunmacı Fernando Redondo'nun müdahale etmesiyle topun kontrolünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Ancak, inanılmaz bir çeviklikle topu tekrar sağ ayağına geçirdi ve son hareketi olan müthiş bir iç ayağı hareketiyle Redondo'yu da çalımladı.

Bu üç harika hareket, futbolseverlerin hafızalarına kazınmış ve Bergkamp'ın adını Dünya Kupası tarihinde unutulmaz gol atanlar arasına yazdırmıştır. İlk hareketiyle görkemli bir çalımla sahneye çıkan Hollandalı futbolcu, sonrasında yaptığı iki hareketle de rakiplerinin ayakta tutması zor olan topu kontrol etmesi gereken bir pozisyondan harika bir gol atma fırsatını yaratmıştır.

• Bergkamp'ın ilk hareketi, futbol tarihinin en unutulmaz çalımlarından biridir.
• Sağ ayağına aldığı anda topu kontrol edemeyen Bergkamp, son hareketiyle topu tekrar kontrol etmeyi başarmıştır.
• Bergkamp'ın harika iç ayağı hareketi, tüm dünya tarafından takdir edilmiştir.

Bu hareketlerin yoğunluğu ve önemi, Bergkamp'ın son hareketiyle bitirdiği unutulmaz golle taçlanmıştır. Bu unutulmaz gol, futbol tarihindeki en değerli ve teknik gollerden biri olarak kabul edilmektedir. Bergkamp'ın hareketleri, futbolseverlere göstermiştir ki futbol, sadece güç ve hız değil, aynı zamanda tekniği ve yeteneği de içinde barındırmaktadır.

3.2. Havada Kontrol ve Bitirme

Bergkamp'ın Arjantin maçındaki muhteşem golü sadece kontrollü bir ayak hareketi değildi. Havada topa ne yapacağı üst düzey bir teknik gerektiren bir hareketti. Bergkamp, topa bakarak onunla etkileşim kurmak yerine, gözlerini ondan çekerek gelecekteki hareketleri tahmin etti. Bu ona topun nereye gideceğini önceden kestirerek pozisyonunu ayarlamak için zaman kazandırdı.

Bergkamp'ın topa vuruşu o kadar hassas ve doğruydu ki, top çıkış noktasından hedefe doğru eksiksiz bir yolculuk yaptı. Onun bu hedefe yönelik vuruşu, topun ağlarla buluşmasını sağladı.

Bergkamp'ın havada kontrol ve bitirme hareketleri, topa sahip olmakla ilgili değil, rakibini atlatmada da üst düzey bir teknik gerektiriyordu. Top havada uçuşurken, teknik direktörlerin öğrettiği fundamental hareketleri uyguladı ve rakibini atlatarak topu filelerle buluşturdu. Bu hareketi, özellikle de topun Bergkamp'ın ayaklarında kalma süresini gösteren yavaş çekimleri izlerken, gerçek bir sanatçının işini yaptığını düşünürüz.

4. David Beckham'ın Serbest Vuruş Golü (2001)

David Beckham'ın 2001 yılında Yunanistan'a karşı attığı serbest vuruş golü, İngiltere milli takımının o tarihteki en önemli maçlarından biri sayılmaktadır. Öncelikle, bu golü diğer serbest vuruş golleriyle karşılaştırırsak, Beckham'ın topun çekimindeki ustalığına hayran kalmamak mümkün değil.

Beckham'ın serbest vuruş çekim teknikleri öyle başarılıydı ki, o zamanların en iyi kalecisi olan Antonios Nikopolidis bile topun gol olabileceğini öngörememişti. Hatta, maçın bitimine sadece birkaç dakika kala atılan bu gol, İngiltere'nin o tarihteki Dünya Kupası elemelerindeki hayatını kurtardı.

Bu gol aynı zamanda, Beckham'ın Dünya Kupası'ndaki kariyerindeki en iyi teknik golü olarak da kabul edilmektedir. O sıralar İngiltere'nin kaptanı olan Beckham, bu golüyle sadece milli takımına değil, aynı zamanda tüm Dünya Kupası'na da damgasını vurmuştur.

4.1. Çekim Tekniği

David Beckham'ın serbest vuruş çekimleri tüm dünya tarafından hayranlıkla izlenmiştir. Bu teknikte, bazı unsurların bir araya gelmesiyle mükemmel bir vuruş çıkarılabiliyor.

• Doğru açı: Beckham'ın çekimlerinde genellikle ayak bileği ile yaptığı belirgin bir açı bulunur. Bu açı topa doğru net bir vuruş için önemlidir.
• Topa Yerleştirme: Vuruş öncesinde top doğru şekilde yerleştirilmelidir. Beckham, topa yakından dokunarak kontrol ettiğinden, ayak bileği vuruşu netleştirmeye yardımcı olur.
• Kenarın Alınması: İyi bir serbest vuruşta, kenarların alınması birçok etkisi vardır. Bunu yapmak için, Beckham genellikle çimlerin üstünden hafifçe geçen ayakla topu yanlış kenardan vurur ve yeniden doğru hizada olmasını sağlar.

Ayak bileği kontrolü, topun doğru şekilde yerleştirilmesi ve kenarların alınması; tüm bunlar bir araya geldiğinde, Beckham'ın inanılmaz bir vuruş yapması kaçınılmaz hale gelir. Bu teknik, diğer oyuncular tarafından da benimsenmiştir ve modern futbolun bir parçası haline gelmiştir.

4.2. Maç Kazandıran Gol

David Beckham'ın 2001 yılında Yunanistan'a karşı attığı gol sadece güzel bir gol değil, aynı zamanda İngiltere tarihindeki en önemli maçlardan birinde kazandırdığı gol oldu. İngiltere, 2002 Dünya Kupası elemelerindeki son maçlarında, Japonya ve Güney Kore'de oynanacak olan Dünya Kupası biletini garantilemek için Yunanistan'la karşı karşıya gelmişti.

Maç zorlu geçiyordu ve İngiltere, maçın sonuna yaklaşırken 2-1 gerideydi. Ancak, herkes David Beckham'ın özel bir şeye sahip olduğunu biliyordu ve İngiltere'nin son şansını değerlendirmesi gerekiyordu. 93'üncü dakikada İngiltere, serbest vuruş kazandı ve bu, David Beckham için bir fırsattı.

Beckham topu yerden alıp sert bir vuruş yaptı ve top, adeta gol çizgisine yapışarak ağları havalandırdı. Bu gol, İngiltere'ye Dünya Kupası biletini kazandırdı ve İngiltere taraftarlarına büyük bir coşku yaşattı.

Golün kendisi kadar, bu golün heyecanı da hala İngiltere tarihinde yaşayanlar için önemli bir parça olarak kalmaya devam ediyor. Gol sonrası David Beckham'ın sevinç çığlıkları, İngiltere taraftarlarının coşkusu ve takım arkadaşlarının sarılmaları hala unutulmaz bir anı olarak hatırlanıyor.

Maç Sonucu	Gol	Dakika
Yunanistan 1 - 2 İngiltere	David Beckham	90+3

David Beckham'ın bu golü, İngiltere tarihinin yanı sıra Dünya Kupası tarihinde de büyük bir yere sahip. Beckham, bu golle İngiltere tarihindeki en önemli maçlardan birine damgasını vurdu ve bir kez daha gösterdi ki unutulmaz bir futbolcu.