Fransa'nın Ortadoğu politikası ve Fransız sömürgeciliği hakkında bilgi edinin. Fransız İmparatorluğu'nun Orta Doğu'ya olan etkisi ve bu bölgedeki politikaları konusunda derinlemesine bir anlayış sahibi olun. Bu makale, Fransa'nın geçmişinin ve günümüzdeki politikalarının analizini sunar.
Fransa, tarihi boyunca Ortadoğu'da Büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra sömürgecilik politikaları izlemiştir. Fransız Sömürge Dönemi'nde Ortadoğu'da uyguladığı sömürgecilik politikaları, siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçlarına yansımıştır. Fransa, bölgedeki petrol kaynaklarını sömürmek için bölge ülkelerine sömürgecilik politikaları uygulamıştır.
Fransa'nın Ortadoğu'daki sömürgecilik politikalarıyla birlikte, bölgede kurduğu yönetimler ve Avrupa kültürü, bölgedeki yerel kültürler üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Sömürge dönemi boyunca, Fransızlar bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetleri ile sömürge halkının yeteneklerini kullanmak için yerel halkı eğitmeye ve modernleştirmeye çalışmışlardır. Fransızlar tarafından ileri sürülen modernleşme politikalarının bir sonucu olarak, Ortadoğu ülkelerinde birçok eğitim kurumu kurulmuştur.
Ancak, Fransız Sömürgeciliği'nin sömürge halkına uyguladığı baskı ve ayrımcılığına dünya kamuoyunun gösterdiği tepki artmıştır. Sömürgeci politikalarının sonucu olarak bölgede din ve etnik çatışmalar artış göstermiştir. Ülkeler, Fransa’nın yönetiminden kurtularak bağımsızlığına kavuşmuştur, ancak bu durum bölgedeki siyasi istikrarsızlığın ana nedenlerinden biri olarak kalmıştır.
Fransa'nın bugünkü Ortadoğu politikası, tarih boyunca ele alınarak değerlendirilir ve bölgede oynadığı siyasi ve ekonomik rolün etkileri tartışılır. Ayrıca, Fransa'nın ilişkileri, özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve Filistin-İsrail ile nasıl şekillendiği de ele alınır.
Fransız Sömürgeciliği
Fransız Sömürgeciliği, Fransa'nın Sömürge Dönemi boyunca Ortadoğu'da uyguladığı politikaların bir sonucudur. Fransa, bölgedeki Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasından yararlanarak bölgeyi işgal etti. Fransa'nın Ortadoğu'daki sömürge hakimiyeti 19. yüzyılın ortalarında başlamıştır.
Fransa, bölgede sömürge yönetimi için farklı politikalar uygulamıştır. Bu politikaların bir kısmı bölgenin kaynaklarını sömürmek için uygulandı. Fransa, Gazze Şeridi'nin merkezinde bulunan Gazze gibi kentin yağma edilmesi gibi bazı toplumsal travmalar yaratan eylemlerle de bilinir.
Fransa'nın Ortadoğu'daki sömürgecilik politikalarının sonuçları arasında, bölge halkları üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu unutulamaz. Bu politikalar, bölgedeki toplumsal düzeni derinden etkiledi ve yerel halkların kültürlerinin ve tarihlerinin kaybolmasına neden oldu. Bununla birlikte, Fransız sömürgeciliği, bölgede eğitim sistemleri gibi bazı kazanımlar da sağladı.
Bugün Fransa, Ortadoğu'da etkin bir siyasi güçtür. Fransızların Suriye ve Lübnan gibi ülkelerdeki etkisine rağmen, bölgede artık Fransa'nın sömürge hakimiyetinin izleri neredeyse silinmiştir.
Fransa'nın Ortadoğu'da Siyasi Hedef ve Politikaları
Fransa'nın Ortadoğu'daki siyasi hedeflerini anlamak için Fransız İmparatorluğu'nun kuruluşu ve sonrasındaki siyasi faaliyetleri incelenmelidir. Fransa, bölgedeki siyasi nüfuzunu artırmak için çeşitli hedeflere sahipti. Bunlar arasında bölgedeki güvenliği sağlamak, ekonomik çıkarlarını korumak, Hristiyanlığı ve Batı kültürünü yaymak bulunmaktaydı.
Fransızlar, daha önce Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeye hakim olmasından dolayı, Ortadoğu'da kendilerine bir siyasi alan yaratma kararı aldılar. 19. yüzyılda, Fransız İmparatorluğu'nun zirvesi, Fransa'nın Ortadoğu'da sömürge olmayan sadece bir ülke bırakmadığı bir dönemdi.
Sömürge dönemi boyunca Fransızlar, bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetlerine önemli ölçüde yatırım yaptılar. Fransa, Lübnan ve Suriye'de üsler kurdu ve bölgedeki diğer ülkelerle ticaret yaparak ekonomik çıkarlarını sağladı.
- Burada bir liste öğesi
- Bir diğer liste öğesi
Ayrıca, Fransa'nın bölgede önemli bir kültürel etkisi oldu. Fransız kültürü, müzik, sanat ve edebiyat gibi alanlarda bölgedeki yerel kültürlerle etkileşime girdi.
Bugün, Fransa'nın Ortadoğu'daki siyasi amaçları değişmiş olsa da bölgede halen önemli bir siyasi etkisi var. Özellikle, Fransa'nın Libya, Suriye ve Lübnan'da etkisi devam etmektedir. Ayrıca, bölgedeki diğer ülkelerle ilişkileri de giderek artmaktadır.
Suriye ve Lübnan'da Fransız Etkisi
Suriye ve Lübnan'da Fransız etkisi, iki ülkede de geniş çapta hissedildi. Fransızlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesi sonrasında, Suriye ve Lübnan gibi bölgeleri işgal etti. Fransızların buradaki varlığı, ülkelerin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını ciddi şekilde etkiledi.Fransızlar, Suriye ve Lübnan'ı birer mandater olarak yönetti. Bu dönemde, Fransızlar bölgedeki topraklara askeri birliklerini yerleştirdi ve ülkeleri kendilerine bağımlı hale getirdi. Fransa, Suriye ve Lübnan'ı kendi siyasi ve ekonomik çıkarları doğrultusunda yönetti ve ülkeleri kendi çıkarlarına uygun bir şekilde şekillendirdi.
Suriye ve Lübnan, Fransa'nın sömürge varlığına karşı bilinçlenmeye başladı ve ulusal bağımsızlık hareketleri oluştu. Fransızlar, ülkelerindeki ulusal hareketlere karşı şiddetli bir şekilde saldırdı ve binlerce kişiyi öldürdü. Ancak, Fransızlar sonunda taleplerinin haklı olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar ve 22 Kasım 1943'te Lübnan, 17 Nisan 1946'da ise Suriye, bağımsızlıklarını elde ettiler.
Bu bağımsızlık sonrasında, Fransızlar hala bölgede bir iz bırakmaya devam etti. Fransız dili, hukuk sistemi ve mimarisi gibi kültürel özellikler, Suriye ve Lübnan'da hala görülebilmektedir. Fransızların bölgedeki politikaları, Suriye ve Lübnan'ın tarihi ve siyasi yapılarını etkilemeye devam etmektedir ve iki ülkenin de Fransız etkisinden tamamen kurtulmaları kolay olmamaktadır.
Fransız Sömürgeciliğinin Ekonomik ve Kültürel Etkileri
Fransız Sömürgeciliği, özellikle de Fransa'nın Ortadoğu'da uyguladığı sömürgecilik politikaları, bölgenin kültürel ve ekonomik yapısında önemli bir etkiye sahipti. Fransız kültürü, bölgedeki yerel kültürlerle etkileşime girerek birçok farklı etki bıraktı.
Fransa, sömürge döneminde bölgedeki ekonomiyi yönlendirdi ve kontrol etti. Özellikle Tunus, Cezayir ve Fas'ta Fransızlar, tarım ve madencilik gibi alanlarda önemli yatırımlar yaptılar ve kaynakları sömürdüler. Fransızlar ayrıca ticari faaliyetleri de kontrol ettiler ve bazı yerel sanayileri ortadan kaldırdılar. Bu durum, bölgedeki ekonomik dengeleri bozdu ve hala hissedilen sorunların bir kısmının kaynağı oldu.
Bununla birlikte, Fransız kültürü de bölgedeki yerel kültürlerle etkileşime girdi ve bazı konularda oldukça etkili oldu. Özellikle Lübnan, Suriye ve Fas'ta Fransız kültürü, dil, sanat ve mimari alanlarında etkisini gösterdi. Bu etkileşim, yerel kültürlerde bazı değişimleri de beraberinde getirdi.
Fransız kültürü, Avrupa kültürünün bir parçasıdır ve böylece aynı zamanda Batı kültürünün bir uzantısıdır. Bölgede Batı kültürüne karşı bir tepki de ortaya çıktı ve özellikle İslam dünyasında bu büyük bir sorun teşkil etti. Bununla birlikte Fransız kültürü, bölgedeki yerel kültürleri etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda kendi kültürünün bir parçasını da bölgeye taşıdı.
Bu nedenle, Fransız Sömürgeciliği'nin Ortadoğu ülkeleri üzerindeki kültürel ve ekonomik etkisi oldukça büyük oldu ve hala etkilerini hissettiriyor. Ancak günümüzde Batı kültürünün etkisinin yanı sıra, Arap kültürü, İslam kültürü gibi diğer kültürlerin de etkisi daha belirgin hale geldi.
Fransa'nın Ortadoğu Edebiyatı ve Sineması Üzerindeki Etkileri
Fransız sömürgeciliğinin Ortadoğu kültürü ve sanatı üzerindeki etkileri oldukça derin ve çeşitlidir. Fransa, kendi kültürünü Ortadoğu ülkelerine yaymak için edebiyat ve sinemayı kullanmıştır. Fransız kültürü, özellikle 19. yüzyılda, bölgede özgün kültürlerin yerine geçmeye başlamıştır.
Bölgedeki edebi eserlerin birçoğunun Fransızca yazılmış olması, Fransız kültürünün etkisini gözler önüne sermektedir. Fransa'nın bu etkisi, özellikle Lübnan'da görülmektedir. Lübnan edebiyatı, Fransızca eğitim veren okullarda ve üniversitelerde gelişmiştir. Fransızca şiir ve romanlar, Lübnanlı yazarlar tarafından yazılmış ve büyük bir etki yaratmıştır.
Sinema da Fransa'nın Ortadoğu kültürüne etkili bir şekilde girdiği bir alan olmuştur. Fransız yönetmenler, bölgede çekimler yapmış ve bu sayede yerel kültürlerle etkileşime girmişlerdir. Bunun yanı sıra, Fransız filmleri de Ortadoğu'da yaygın bir şekilde izlenmektedir. Fransız sinemasının etkisinin en belirgin olduğu ülke ise Tunus'tur.
Fransız sömürgeciliğinin etkileri sadece edebiyat ve sinema alanında değil, diğer sanat dallarında da görülmektedir. Özellikle resim sanatı, Fransız etkisinin en çok hissedildiği alanlardan biridir. Fransız ressamlar, bölgede çizim dersleri vermişler ve bu sayede yerel ressamların Fransız etkisi altında kalmasına sebep olmuşlardır.
Fransa'nın Ortadoğu'daki Siyasi Varlığı ve Etkin Rolü
Fransa'nın Ortadoğu'da sağladığı siyasi varlık, bölgedeki politikayı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Fransa, Orta Doğu'daki tarihi köklerine dayanarak, bölgedeki politikalarını belirlemede etkin bir rol oynamaktadır.
Fransa'nın Ortadoğu'daki en büyük siyasi varlığı, Suriye ve Lübnan'da gösterilmiştir. Fransa, Suriye ve Lübnan'ı 1920'lere kadar sömürge olarak yönetti. Bu dönemde, Fransa, bölgedeki siyasi yapıyı şekillendirmede büyük bir etki sahibiydi. Ancak, son yıllarda, Fransa'nın bölgedeki siyasi rolü azalmıştır.
Bu düşüş, Fransa'nın Ortadoğu'daki etkisinin zayıflamasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda, Fransa'nın bölgedeki politikaları, özellikle de Suriye konusunda, ABD ve Rusya'nın politikaları ile çatışmaktadır. Fransa, Suriye'nin geleceği ve istikrarı konusunda ABD ve Rusya ile farklı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu da, Fransa'nın bölgedeki etkisini zayıflatmaktadır.
Fransa, Ortadoğu'da kültürel olarak da önemli bir varlığa sahiptir. Fransız kültürü, bölgede yaygın bir şekilde benimsenmiştir. Özellikle Lübnan'da Fransız kültürü, yemek, moda, müzik ve sanat alanlarında etkilidir.
Fransa'nın Ortadoğu'daki siyasi varlığı ile ilgili olarak, ülkenin bölgedeki politikalarındaki değişimler ve etkileri dikkatle izlenmektedir. Fransa, bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetleri ile Ortadoğu'nun geleceğinde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Fransa'nın Ortadoğu'da Bugünkü Politikası
Fransa'nın bugünkü Ortadoğu politikası, ülkenin bölgedeki tarihi etkisine dayanarak şekilleniyor. Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki politikaları, özellikle Suriye ve Lübnan'da etkili olmaya devam ediyor. Bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetleri, Fransa'nın bölgesel olarak nüfuzunu korumaya yönelik çabalarıyla ilişkilendirilebilir.
Bu çabalar arasında, Fransa'nın terörle mücadele çabaları da yer alıyor. Fransa, Ortadoğu'daki terörist grupların faaliyetlerine karşı sıkı önlemler alarak, terörizmin bölgede yayılmasını engellemek için çalışıyor. Bu önlemler, bazı yerel hükümetler tarafından desteklense de, diğerleri tarafından eleştiriliyor.
Fransa aynı zamanda Ortadoğu'da ekonomik bir varlığa sahip olmaya çalışıyor. Özellikle enerji sektöründe faaliyet gösteren Fransız enerji şirketleri, bölgedeki ülkelerle iş birliği yapıyor. Fransız şirketlerinin yatırımları, bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkı sağlıyor.
Fransa'nın Ortadoğu politikası, aynı zamanda İsrail-Filistin sorunu ve İran'ın nükleer programı gibi bölgedeki diğer krizlerle de ilgilidir. Fransa, bu konularda da aktif bir diplomatik rol oynuyor ve bölgenin istikrarını sağlamak için diğer ülkelerle birlikte çalışıyor.
Bununla birlikte, Fransa'nın Ortadoğu'daki politikaları çeşitli eleştirilere maruz kalıyor. Özellikle Suriye ve Lübnan'daki Fransız etkisi, bölgedeki bazı gruplar tarafından hala anımsanıyor. Ayrıca Fransa, bazı Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerinde ve özellikle de Suudi Arabistan ile olan ilişkilerinde eleştiriliyor.
Bu eleştirilere rağmen, Fransa'nın Ortadoğu'daki politikaları, ülkenin bölgedeki nüfuzunu korumaya yönelik bir stratejinin bir parçası olarak görülebilir. Söz konusu strateji, Fransa'nın Ortadoğu'daki politikalarını gelecekte de şekillendirmeye devam edecektir.
Fransa ve Ortadoğu'da İlişkiler
Fransa, Ortadoğu'da çeşitli ülkelerle ilişkiler içinde bulunuyor. Bu ilişkilerin kökleri, Fransa'nın 19. yüzyılda bölgedeki sömürgecilik politikalarına dayanıyor. Fransa, bölgedeki ülkelerle ilişkilerini siyasi, ekonomik ve kültürel yönden geliştirmeye çalışıyor.
Ortadoğu'daki devletlerle olan ilişkileri açısından, Fransa, bölgedeki birçok ülkenin bağımsızlığının kazanılması öncesinde kolonyalist bir rol oynadı. Bu durum, Fransa'nın bölgedeki birçok ülkede siyasi güç sahibi olmasına neden oldu. Fransa, ayrıca bölgedeki ülkelerle ekonomik işbirliği içinde bulunarak, ticari faaliyetlerini geliştirdi.
Özellikle, Fransa'nın Lübnan ve Suriye ile olan ilişkileri önemlidir. Fransa, bu ülkelerdeki etkin varlığı sayesinde, bölgedeki siyasi durumu belirleyen bir faktör haline geldi. Ancak, bu ülkelerdeki bağımsızlık hareketleri, Fransa'nın bölgedeki sömürgecilik politikalarına karşı başlatılan mücadeleler sonucu, Fransa bölgede siyasi etkisini yitirdi.
Bu bağlamda, Fransa'nın Ortadoğu politikaları, tarihi bir perspektifte ele alınarak, bölgedeki siyasi ve ekonomik faaliyetlerin tartışılması gerekiyor. Ayrıca, Fransa'nın bölgedeki diğer devletlerle olan ilişkileri ve bu ilişkilerin bir tarihi perspektifte nasıl şekillendiği de önemli bir tartışma konusudur.
Sonuç olarak, Fransa'nın Ortadoğu'da devam eden ilişkileri ve politikaları, bölgenin siyasi ve ekonomik durumunu belirleyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Fransız Sömürgeciliği'nin bölge üzerindeki etkileri, kültürel ve ekonomik açıdan araştırılması gereken bir konudur. Bölgedeki diğer devletlerle olan ilişkiler ve bu ilişkilerin geçmişi de, ortaya çıkan sonuçlar açısından incelenmesi gereken bir konudur.
Fransızların Filistin-İsrail Sorunu'ndaki Rolü
Fransa, Filistin-İsrail sorununda uzun bir tarihe sahiptir. İsrail'in bağımsızlık ilanından sonra, Fransa, İsrail'i tanıyan ilk Avrupa ülkelerinden biri oldu. Ancak Fransa, sonraki yıllarda Filistinlilerle daha yakın ilişkiler kurarak İsrail'e karşı bir tutum aldı. Fransız hükümeti, 1970'lerde Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) maddi ve siyasi destek sağladı.
Fransa, İsrail-Filistin çatışmasının barışçıl bir şekilde çözülmesini isteyen birçok kez girişimlerde bulundu. 1991'de Madrid Konferansı gibi birçok uluslararası forumda, Fransa, sürecin ilerlemesi için tarafların bir araya gelmesi ve barış görüşmeleri yapması konusunda ısrar etti.
Fransa, bugün Filistin-İsrail sorununda nötr bir rol üstlense de, İsrail-Fransa ilişkilerinde her zaman gerilimler mevcuttu. 2014 yılında Fransa, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılara karşı sert bir tutum aldı. Cumhurbaşkanı François Hollande, saldırıların durdurulması çağrısı yaptı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil toplanmasını talep etti.
Fransa, İsrail-Filistin çatışmasının her iki tarafının da bir araya gelerek barışçıl bir çözüm bulmalarını isterken, İsrail ile ilişkilerinde de kararlı ve sıkıntılı duruşunu korumaya devam etmektedir.
Fransa-Suudi Arabistan İlişkileri
Fransa-Suudi Arabistan ilişkileri, tarih boyunca oldukça kompleks bir hal almıştır. Günümüzde ise iki ülke arasındaki bağlar oldukça sıkıdır. Suudi Arabistan, 1940'lardan beri Fransa'nın askeri teçhizatının en büyük ithalatçısı haline gelmiştir.
Siyasi açıdan, Suudi Arabistan ve Fransa arasındaki ilişkiler bazen tansiyonlu olmuştur. Özellikle 1960'larda, Fransa'nın Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda FNL (Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi) güçlerine sağladığı destek nedeniyle Suudi Arabistan'da tepkilere sebep oldu. Ancak son yıllarda, Suudi Arabistan ve Fransa arasındaki birçok karşılıklı ziyaret ile ilişkiler düzeldi ve iki ülkenin arasında stratejik bir ortaklık gelişti.
Ekonomik olarak, Fransa Suudi Arabistan'ın en büyük ticaret ortaklarından biridir. Suudi Arabistan, Fransa için özellikle silah ihracatı açısından önemli bir hedef pazar olduğundan, bu durum ilişkilerin önemli bir yönünü oluşturmaktadır. Suudi Arabistan ve Fransa arasındaki diğer önemli ekonomik işbirliği alanları arasında petrol, enerji ve altyapı yatırımları yer almaktadır.
Kültürel açıdan, Suudi Arabistan ve Fransa arasındaki ilişkiler oldukça zengindir. Fransa, Suudi Arabistan'da eğitim dahil olmak üzere birçok kültürel projeye katılmaktadır.
Sonuç olarak, Suudi Arabistan ve Fransa arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel bağlar oldukça sıkıdır. İki ülke arasındaki ilişkiler, stratejik bir ortaklık temelinde ilerlemektedir.
Fransa ve Türkiye İlişkileri
Fransa ve Türkiye, tarihi bağları olan iki ülkedir. İki ülke arasındaki ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamış ve Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Ancak son zamanlarda, özellikle Suriye'deki iç savaş sırasında ve Türkiye'deki siyasi gelişmeler nedeniyle, ilişkilerde gerginlikler yaşanmıştır.
Suriye'deki iç savaş sırasında, Fransa ve Türkiye farklı tarafları desteklemişlerdir. Fransa, Suriye'deki Beşar Esad hükümetini desteklerken, Türkiye muhalifleri desteklemiştir. Bu durum, Fransa-Türkiye ilişkilerinde gerilimlere neden olmuştur. Aynı zamanda, Fransa'nın Kuzey Afrika'da yaşayan Türk kökenli vatandaşlarına karşı tavrı ve Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler de ilişkileri olumsuz etkilemiştir.
Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkiler, ekonomik açıdan da önemlidir. Fransa, Türkiye'nin en büyük 4. ihracat ortağıdır ve Türkiye de Fransa'nın en büyük 6. ihracat pazarıdır. Her iki ülke arasındaki ticaret hacmi milyarlarca dolar düzeyindedir. Ancak son yıllarda, özellikle Türkiye'de yaşanan siyasi belirsizlik ve güvenlik endişeleri nedeniyle, ticari ilişkilerde de bir azalma gözlemlenmiştir.
- Sonuç olarak, Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkilerde tarihi bağlar ve ekonomik bağlar olsa da son yıllarda yaşanan gerginlikler ilişkileri olumsuz etkilemektedir.
- İki ülke arasındaki ortak çıkarlar ve ekonomik işbirliği, ilişkilerin gelişmesi için önemli bir faktördür. Ancak, yapısal sorunlar ve politik çekişmeler, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemektedir.
Fransa'nın Türkiye Komşularıyla İlişkileri ve Politikaları
Fransa, Türkiye'nin komşu ülkeleri ile ilişkilerini yakından takip ediyor ve Ortadoğu'daki politikaları da Türkiye'nin güvenliği ve bölgedeki siyasi durumun odağı oluyor. Fransa, Suriye ve Irak ile olan ilişkilerinde, terörle mücadelede Türkiye ile birlikte hareket ediyor ve bölgedeki istikrar için çaba harcıyor.
Buna karşın, Fransa'nın İran ile ilişkileri gergin durumda. Fransa, İran'ın bölgedeki nüfuzunu arttırmasından rahatsız ve İran'ı Suriye'deki İslam Devleti'ne karşı savaşan bir güç olarak görüyor. Bu nedenle, Fransa'nın İran'la olan ilişkileri daha zorlu bir süreçten geçiyor.
Fransa'nın Türkiye'nin güneyindeki diğer komşuları olan Yunanistan ve Kıbrıs ile de bazı gerginlikleri bulunuyor. Özellikle, Kıbrıs'ın doğal gaz kaynakları konusunda Türkiye ile yaşadığı anlaşmazlıkta Fransa da tarafını belirleyerek Kıbrıs'ın lehine tavır sergiliyor.
Fransa'nın Ortadoğu'daki politikaları, Türkiye'nin güvenliği için önemli bir etken olduğundan, Fransa-Türkiye ilişkilerinde bu politikalar da önemli bir rol oynuyor. Fransa'nın bölgedeki politikaları ve Türkiye'nin de bu politikalara tepkisi doğrultusunda, iki ülke arasındaki ilişkiler yakından takip ediliyor.
- Fransa, Türkiye'nin güneyindeki diğer komşuları Yunanistan ve Kıbrıs ile bazı gerginlikler yaşamaktadır.
- Buna karşın, Türkiye ile birlikte Suriye ve Irak'ta terörle mücadele için çalışmaktadır.
- Fransa'nın İran ile ilişkileri gergin bir süreçten geçmektedir.